"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Wednesday, April 16, 2008

Hezbollah criticizes inaction over latest Israeli invasion- Ya Libnan

JI suspects on way to Syria when arrested- The Jakarta Post

Suriye’de Neler Oluyor?

Yasin Atlıoğlu*

Şam’daki Arap Birliği zirvesinin 30 Mart’ta bitmesinin ardından dünya kamuoyunda İsrail’in Suriye ve Lübnan’a yeni bir saldırı gerçekleştirme olasılığı yoğun olarak tartışıldı. İsrail ordusunun Lübnan sınırındaki hareketliliği, İsrail Başbakanı Olmert’in bundan dolayı Almanya gezisini iptali, İsrailli yetkililerin Suriye’ye yönelik tehditkâr açıklamaları bölgedeki gerginliği tırmandırdı ve savaş endişelerini arttırdı. Bu tartışmanın gölgesinde kalsa da geçen hafta Suriye iç siyaseti ile ilgili ilginç iddialar gündeme geldi. İddiaların merkezinde Suriye Askeri İstihbaratının Başkanı General Asef Şevket bulunuyordu.

Cezayir’in Ech Chorouk gazetesi, Asef Şevket’in Beşşar Esad’a karşı bir darbe girişimi şüphesiyle tutuklandığını ileri sürdü. Şevket’in, 12 Şubat’ta Hizbullah lideri İmad Mughniyeh’nin Şam’da öldürülmesinde CIA ile işbirliği yaparak suikasta yardımcı olduğundan dolayı tasfiye edilmeye çalışıldığı diğer bir iddiaydı. (1) Yurtdışındaki Suriye muhalefetinin lideri sayılan Abdülhalim Haddam ise Lübnan’ın El- Müstakbel televizyonuna yaptığı açıklamada Mughniyeh suikastındaki rolünden dolayı Şevket’in ev hapsinde tutulduğunu, Şevket’in eşi Büşra Esad’ın da çocuklarıyla birlikte bulunduğu Paris’te Fransa’ya sığınma başvurusu yapsa da ret cevabı aldığını söyledi. (2) Lübnan’ın El- Şhiraa dergisi de benzer iddialarla birlikte Mughniyeh suikastına karışan iki subayın evlerinde Suriye istihbaratı tarafından infaz edildiğini yazdı. (3)

Tabi ki bu tür iddiaların Suriye yönetimini yıpratmayı amaçlayan bir kamuoyu propagandasının parçası görmek mümkün. Hatırlanacağı gibi 2005 yılında Mehlis raporu hazırlanırken özellikle İsrail istihbaratına yakınlığıyla bilinen DEBKA File adlı internet site aracılığıyla Asef Şevket’in ve Büşra Esad’ın Batılı devletlerle işbirliği ve Hariri suikastı soruşturmasında Beşşar Esad’a karşı şahitlik yapacakları haberleri yayılmıştı. Beşşar Esad’ın da kendisini kurtarmak için eniştesi Asef Şevket ve kardeşini Mahir’i BM’e teslim edebileceği ileri sürülmüştü. Bu iddialar, uluslararası baskının da yoğunlaşmasının tesiriyle o dönem Suriye’deki rejimin kısa sürede çökeceğine dair bir hava esmesine yol açtı. Beşşar Esad yönetiminin gösterdiği başarılı kriz yönetimi sonunda iddiaların hepsi asılsız çıkarken mevcut yönetim de günümüze kadar iktidarda kalmayı başardı. ABD ve İsrail’in kamuoyu propagandasını kullanmadaki deneyimleri ve gerçekleri saptırmadaki becerileri, bu tür iddialara her zaman ihtiyatla ve çok yönlü yaklaşmamızı zorunlu kılmaktadır.

Gelelim iddiaların Mughniyeh suikastı ile ilgili yönüne. Hizbullah’ın en iyi korunan ve en önemli komutanlarından biri olan Mughniyeh’e Şam’da düzenlenen saldırının şekli, zamanlaması ve yeri, profesyonel bir operasyon yapıldığı izlenimi vermektedir. Yabancı bir istihbarat örgütünün Suriye gibi istihbaratın güçlü olduğu bir ülkenin topraklarında tek başına böyle bir operasyonu yapması mümkün mü? Bu noktada Suriye istihbaratı ve güvenlik güçlerinin ihmalinin olup olmadığı önemli tartışmalardan birini teşkil etmektedir. Suriye yönetiminin suikastla ilgili kendini zan altında bırakan soru işaretlerini ve spekülasyonları ortadan kaldırabilmesi için İran ve Hizbullah’a tatmin edici bir cevap vermesi gerekiyor. Bu açıdan verilecek cevap Suriye-İran-Hizbullah ittifakının sağlamlığını ve geleceğini de sınayacaktır. Bu noktada aklımıza bazı sorular takılıyor: Bu suçu işlemiş olsun veya olmasın Asef Şevket kurban olarak verilebilir mi? Diğer yandan Batılı devletlerin de Şevket’i Hariri suikastından dolayı suçladığı düşünülürse Asef Şevket’in hapse atılması hem İran ve Hizbullah’ı hem de Batılı devletleri rahatlatabilir mi?

Bu sorulara cevap vermek için bir süre beklememiz gerekebilir. Asef Şevket’le ilgili iddialar oldukça muğlâk, karmaşık ve birbirinin içine geçmiş durumda. Suriyeli yetkililerin İmad Mughniyeh suikastıyla ilgili yaptığı soruşturmanın sonucunda açıklayacakları rapor durumun somutlaşması açısından belirleyici olabilir. Eğer Asef Şevket suçlu bulunursa karşısına iki seçenek çıkabilir: Hapis yatmak veya yurtdışına gitmek. Tabi bu iki kararın uygulanması da Beşşar Esad’ın tavrına bağlı olacaktır.

Sonuç olarak yakın bir zamanda Asef Şevket, Abdülhalim Haddam örneğinde olduğu gibi yurtdışına çıkar da Beşşar Esad’a muhalefet başlatırsa veya Mughniyeh suikastından dolayı uzun süreli bir hapis cezasına çarptırılırsa iddiaların gerçekliği üzerine daha rahat değerlendirmeler yapılabilir.

* Araştırmacı- Yazar


E-mail: yatlioglu@yahoo.com


Kaynakça:

(1) “Olivier Guitta, “What's going on in Syria?”, The Middle East Times, 14 Nisan 2008

(2) Ferit Gadiri, “Where is Waldo Shawkat?”, Reform Party of Syria Blog, 13 Nisan 2008

(3) “Were Syrian officers involved in Mugniyah killing?”, Yedioth Ahronot, 12 Nisan 2008

Syria, US at Odds Over Hariri Probe (Adam Zagorin- Time)

President al-Assad meets intellectuals, underlines the importance of dialogue- SANA