Kaynak: Yeni Şafak Suriye eski Devlet Başkanı Hafız Esad'ın tüm yasaklarına ve baskılarına rağmen Suriye'de etkin bir toplumsal güç olma özelliğini hep koruyan Müslüman Kardeşler'in rolünün daha da artması bekleniyor. Impact dergisi, Hareket'in genel danışmanı Ali Sadruddin el Beyanuni ile Beşşar'lı Suriye'nin geleceğini değerlendirdi. Hama katliamına ne yol açtı? Hafız Esad, 1963'te gücü ele geçirdikten sonra, olağanüstü hal ilan etti. Farklı görüş sahibi herkesi hedef almaya başladı ve mezhebe dayalı bir ayrımcılık ortaya çıktı. Bu baskı atmosferinde, Müslüman Kardeşler'le bağı olmayan bazı gençler, bireysel eylemlerde bulundular. 1982 Şubatı'nda Hama'daki olaylarda şehir kuşatıldı ve ağır silahlarla neredeyse tamamen yok edildi ve 20 bin kişi öldü. Şu anki durum ne? Üyelerinizin ne kadarı hapiste? Aşırı güvenlik önlemleri, seyahat kısıtlamaları ve pekçok idam cezası nedeniyle; tam sayıyı bilmek mümkün değil. Bizim elimizde 4 bin mahkumluk bir liste var. Mahkumlar temel insan haklarına uymayan koşullarda yaşıyorlar. Aralık 1999'da da yüzlerce tutuklama gerçekleşti. Zaman zaman da esrarengiz cinayetler oluyor. Hükümetle aranızda bağ var mı? Müslüman Kardeşler bir ulusal uzlaşı hareketidir. Ancak, hükümete yakın çevreler ve medya aracılığıyla bazı işaretler alsak da, şu an için Müslüman Kardeşler ile hükümet arasında gerçek bir bağlantı yok. Suriye'ye geri dönüş konusunda niye bu kadar formelsiniz? Sadece pratiğiz. Rejim herkesin geri dönebileceğini söylese de, dönenlerin çoğu güvenlik güçlerinin şantaj, eziyet, tutuklama ve aşağılamalarına maruz kalıyor. 100 bin kişi sürgünde. Hepsi Müslüman Kardeşler üyesi değil, çeşitli gruplara dahiller. Sürgünde üç nesil var: Gidenler, onların çocukları ve onların torunları. Çoğu akrabalarıyla bile iletişim kuramıyor. Beşşar'ın göreve gelmesiyle bir siyasi açılım bekliyor musunuz? Biz insanlara karşı değiliz, otokrasiye ve baskıcılığa karşıyız. Eğer aynı politikalar devam ederse, Beşşar ve başkasının gelmesi çok birşey ifade etmez. Siyasi açılım için umutlar, varsayımlar üzerine dayandırılamaz. İsrail ile Suriye'nin barış anlaşması imzalamasını bekliyor musunuz? Arap devletlerine empoze edilen barış süreci adalete ve uluslararası meşruiyete dayanmıyor, sadece siyonist işgali ve İsrail'in Arap ve İslam ülkeleri üzerinde egemenlik kurmasını hedefliyor. Kutsal toprakların işgaline, işgal kısa vadede sona erdirilemeyecekse bile, ses çıkarmamak doğru değil. Suriye'nin geleceği nasıl olacak? Ülkenin pekçok sorunları var. Baskı ve tiranlığın yolaçtığı iç bölünmeler, siyasi meşruiyet sorunu, ciddi ve sürekli ekonomik kriz, İsrail'in hegemonyasının kabul edilmesi için dış baskılar ve komşu ülkelerle olan sorunlu ilişkiler. Ama rejim, toplumun taleplerini görmezden geliyor. Suriye'nin siyasi geleceği halkın gerçek katılımı, tüm potansiyelin kullanılabileceği geniş bir halk tabanına dayanan siyasi bir yapı oluşturulmasına bağlı. Müslüman Kardeşler Suriye Müslüman Kardeşleri, 1945'te Dr. Mustafa el-Siba'i tarafından kuruldu. Fransız yönetimine karşı mücadele etti. Hareketin temel hedefi, İslami düzeni sağlamak, toplumu Kur'an ve Hadis'ten kaynağını alan prensiplerle şekillendirmek. Müslüman Kardeşler, Suriye tarihinde önemli bir rol oynamış; siyaset, kültür ve düşünce hayatı üzerinde etkili olmuştur. Otokrasi ve diktatörlüğe sürekli karşı çıkan Müslüman Kardeşler, Türk-İsrail ittifakına da karşı. Fakirlik, hastalık ve cahillikle mücadeleyi hedeflemiş, bu amaçla okullar ve klinikler açmış, ayrıca spor ve kültür kulüpleri oluşturmuştur. Müslüman Kardeşler, Suriye'de halkın ayrılmaz bir parçasıdır. |
"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "
Khalil Gibran (How I Became a Madman)
Khalil Gibran (How I Became a Madman)
NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER