Kaynak: Zaman Gazetesi
Zaman’a konuşan Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El-Şara, “Türkiye, Anadolu’ya hapsedilmek istendi. Oysa Ortadoğu’da önderliğinize ihtiyaç var.” dedi.
Yıllardır Baas Partisi tarafından yönetilen Suriye, çok partili sistemle tanışmaya hazırlanıyor. Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El-Şara, bölgenin demokratikleşme sürecinden geçtiğini belirterek, ülkesinin yakın bir gelecekte demokratik seçimlere gideceğini açıkladı. El-Şara, “Baas Partisi olarak önemli kararlar aldık. Bunlar arasında serbest partilerin kurulması, demokratik seçimlerin yapılması ve seçime katılımın sağlanması önem taşıyor. Yeni bir kanun çıkararak çok partili sisteme geçeceğiz. Süreç işliyor. Demokrasi yolundan hiçbir şekilde geri dönülmeyecektir.” dedi. 15 yılı aşkın bir süredir Suriye’nin dış politikasını yöneten El-Şara, demokratik sistemi kuracak yeni kanun tasarısının halkın görüşüne sunulacağını belirtti. Suriyeli yetkililer, yeni kanunun 6 ay içerisinde yayınlanmasının beklendiğini ifade etti.
Suriye Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin stratejik öneminin yükseldiğine işaret ediyor. Bölgenin Türkiye’nin önderliğine ihtiyaç duyduğunu belirten El-Şara, Ankara’nın Ortadoğu barış sürecine aracılık etmesini istiyor. Bu konuda Başbakan Tayyip Erdoğan’a Suriye ziyareti sırasında tam yetki verdiklerini açıklıyor. İki ülke arasında yüzyıllara varan köklü ilişkinin altın dönemini yaşadığını belirten Faruk El-Şara, bunun karşılıklı ziyaretlerle pekiştiğini düşünüyor.
Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El-Şara, ülkesindeki demokratikleşme çabaları hakkında Zaman’ın sorularını cevaplandırdı. Baas Partisi’nin bu ay başında yaptığı toplantı hakkında bilgi veren Suriyeli siyasetçi, olağanüstü halin kaldırılması, siyasi partilerin kurularak çok partili sisteme geçilmesi ve basın özgürlüğünün sağlanması konularında yakın gelecekte önemli adımlar atacaklarını belirtti. ‘Tam olarak demokratik bir ülke olduklarını’ söyleyemeyeceğini belirten El-Şara, “Zaten dünyada ideal bir demokrasinin olduğunu kimse söyleyemez. Ama kesin olan Suriye’de demokratikleşme konusunda kati bir irade bulunduğudur. Gereken tüm adımlar kararlılıkla atılacaktır. Süreçte kesinti yaşanmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Suriye, basın özgürlüğüne dönük olarak da yeni çalışmalar içerisine girdi. Geçtiğimiz günlerde ilk özel radyo kanalının yayınına izin veren Beşşar Esad yönetimi, ilk özel televizyon kanalı için de çalışma yapıyor. El-Şara, yapılacak değişiklikleri, “Basın özgürlüğünü sağlamak amacıyla bir çalışma içerisindeyiz. Serbest gazetelerin, serbest radyoların teknolojiye ve uluslararası şeffaflığa uygun olarak yayınlarını sürdürmeleri sağlanacaktır.” sözleriyle özetledi.
Türkiye’nin bölgesinde yükselen stratejik önemine değinen Faruk El-Şara, “Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmek istediler. Oysa bölgenin Türkiye’ye ve oynayacağı role ihtiyacı var.” diye konuştu. El-Şara, Suriye ile ilişkilerin gelişmesinin Türkiye’nin bölgedeki gücünü artıracağını da söyledi. İki ülke ilişkilerinin yaşandığı süreci artısı ve eksisi ile değerlendiren El-Şara şöyle devam etti: “Elbette ülkemle bire bir yaşanan somut sorunlarımız vardı. Ama sizden Türkiye’nin son 50 yılına bakmanızı istiyorum. Türkiye’nin bu dönemde komşularından hiç dostu olmuş mu? Bir komşunuz size düşmanca davranmış olabilir, peki hiç dost politika yürüten olmadı mı? Düşman saydıklarınız arasında NATO’daki müttefiğiniz bile var. Peki buna sebep neydi? Aslında bunun sebebi Türkiye’nin Anadolu sınırları içerisinde boğulmak istenmesidir. Türkiye’yi çevresine kötü olarak göstermek istediler.”
‘AK Parti sayesinde yeniden dost olduk’
El-Şara, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti hükümetinin ‘onurlu politika’ izleyerek Türkiye’yi komşularıyla yeniden dost hale getirdiğini ve bölgesinde güçlü bir devlet oluşturduğunu dile getirdi. Suriyeli siyasetçi, ‘Türk halkının Suriye’yle dayanışmasına ve Türk hükümetinin büyük baskılara rağmen Suriye ilişkilerine sahip çıkmasına’ dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Erdoğan’ın desteklerini asla unutmayacaklarını söyledi.
Türkiye ile Suriye’nin yüzyıllara varan köklü tarihî ilişkilere sahip olduğunu belirten El-Şara, ilişkilerde altın dönemin yaşandığı düşünüyor. “Normali ilişkilerin iyi yönde seyretmesidir, bu, iki ülke halkının da faydasına.” diyen El-Şara, “Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın Türkiye ziyaretinin ardından ilişkilerde büyük bir sıçrama yaşandı. Her şey inanılmaz bir hızla gelişti. İlişkilerin çok kötü iken birden çok iyiye dönmesi bazılarını ürküttü, bazı güçleri de tedirgin etti, hatta korkuttu. Ama kesin olan, bu değişim Arap dünyasında büyük yankı buldu.” şeklinde konuştu. Geçmişte yaşanan hataların bir daha asla tekrarlanmayacağını savunan El-Şara, güvenlik konusunda yaşanan sıkıntıların artık bir telefon görüşmesiyle sonuçlandırılabildiğine dikkat çekti.
Suriye Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği’nin kendi güvenliği açısından bu değişimi olumlu karşıladığını; ancak ABD’nin bundan rahatsızlık duyduğunu iddia etti. El-Şara, Türkiye ile Suriye’nin ‘ivme kat eden’ işbirliğinin ABD’nin de yararına olduğunu belirtirken, İsrail boyutu yüzünden bu konuda sıkıntılar yaşandığını söyledi. El-Şara’ya göre ABD bölgeye kendi çıkarları açısından değil ‘İsrail gözlüğüyle’ bakıyor. Bu sebeple Ortadoğu ülkeleri ve halklarıyla ilişkileri istenen düzeye yükselemiyor.
Soğuk Savaş’ın bitişi ve 11 Eylül saldırıları sonrası tüm dünyada, özellikle de Ortadoğu’da ciddi değişikliklerin yaşandığını belirten El-Şara, bölgede istikrarsızlığın bilinçli olarak yayıldığını savundu. Büyük güçlerin bölgenin güvenliğine değil, istikrarsızlığına yatırım yaptığını iddia eden El-Şara şöyle konuşuyor: “ABD’nin tutumuna dikkatinizi çekmek isterim. ABD yönetimi her platformda bölgeye demokrasi getirmeyi istediklerini belirtiyor. Ancak ciddi olarak irdelediğinizde ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ile bölgeye demokrasi getirmek çabası içerisinde bulunmadığını görüyorsunuz. Eğer bunu isteseler Türkiye’nin yaptığı gibi bölgedeki hükümetleri destekleyerek onları demokratik adımlar atmaları konusunda teşvik ederler. Ancak, ABD tam tersine illegal örgütlerle işbirliği yapıyor. Çünkü bölgedeki istikrarsızlık İsrail’in geleceği açısından önemlidir.”
700 km’lik Irak sınırını tek başımıza koruyamayız
Suriye Dışişleri Bakanı El-Şara, Irak’taki terörist saldırılara ilişkin olarak da ilginç açıklamalarda bulundu. ABD yönetiminin Suriye’yi Irak’a terörist sızması konusunda suçladığını hatırlatan El-Şara, bu sınırın 700 km olduğunu hatırlatarak Suriye’nin tek başına bütün bölgeyi kontrolünün imkansız olduğunu söylüyor. Şara, “Suriye ile Irak sınırı dediğinizde, çöl şartlarının yaşandığı geniş bir toprak parçasını gözünüzün önüne getirmeniz lazım. Bu sınırın tamamının bizim tarafımızdan korunmasını beklemek çok mantıklı bir şık değildir.” diye konuşuyor. Güvenlik için sınırın iki yakasındaki güçlerin bölgeyi denetim altına alması gerektiğinden bahseden Şara, “Biz sınırın her 500 metresine bir karakol kurduk. İmkanlarımız ancak buna elveriyor. Sınırın diğer tarafında ise bir kontrol noktası dışında hiçbir güç yok. Yani bizi suçlayanlar sınırın diğer tarafını korumuyor. Sızmalar varsa bile bunları Irak sınırı içerisine girmeden durdurmuyor.” diyor. El Şara, Bağdat’a bir heyet göndererek iddialarla ilgili somut deliller talep ettiklerini; ancak muhataplarının bu konuda tek bir delil bile gösteremediğini söyledi. Irak konusundaki tutumlarının ‘ilkesel temelleri bulunduğunu’ belirten Faruk El-Şara, “Hem Irak’ın Kuveyt’i işgaline hem de Irak’ın koalisyon güçlerince işgaline karşı çıktık. Son bir yıldır Irak’taki demokratikleşme sürecini destekliyoruz. Bunun Irak halkının yararına olduğunu ve yabancı güçlerin ülke dışına çıkarılması için gerekliliğini gördük. Bundan sonraki süreçte de gelişmelere göre tavrımızı belirleyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’ye barış süreci için tam yetki verdik
Türkiye’nin Ortadoğu barış sürecinde aracılık etmesinin önemli olduğunu belirten Suriye Dışişleri Bakanı El-Şara, Erdoğan’a, Suriye ziyareti sırasında bu konuda tam yetki verdiklerini açıkladı. “Ziyaret sırasında kendisine barış sürecine ilişkin bütün detayları ilettik.” diyen El-Şara, “Sayın Başbakan bu bilgileri aldığında barışın tesisinde Suriye’nin samimi olduğu kanaatini bize iletti. Biz de kendisine bu konuda aracılık etmesi için her türlü yetkiyi ve her türlü desteği verebileceğimizi belirttik. Sayın Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de İsrail gezilerinin içeriğini bize aktardı.” dedi. Faruk El-Şara, İsrail’in barışı istemediğini belirtirken, adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için bu ülkenin işgal ettiği topraklardan çekilmesi, Arap halkının haklarını iade etmesi gerektiğini söyledi. El-Şara, “Biz Türkiye’nin BM kararları doğrultusunda barış sürecinde hâlâ rol oynayabileceğine inanıyoruz. Er ya da geç barış sağlanmalıdır. Bugün bize Gazze’den çekilmeyi büyük bir olaymış gibi gösteriyorlar. Diğer işgal edilmiş bölgeleri unutun diyorlar. Peki öyleyse Filistin Devleti nasıl kurulacak. Batı Şeria olmadan, Doğu Kudüs olmadan bu devlet nasıl kurulur? Kudüs bağımsız Filistin Devleti’nin nasıl başkenti olur? İşte bu sebeplerle biz Gazze’den çekilmeyi çok ciddiye almıyoruz. Batı Şeria ve Golan’dan çekilmeleri lazım. Eğer bunu yaparlarsa oturup barışı İsrail tarafıyla konuşabiliriz.” diyerek sözlerini tamamladı.