"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Monday, March 01, 2010

Suriye’de Toplum ve Semboller (1) Yasin Atlıoğlu

Sembolizm, insanoğlunun siyasette, dinde, kültürde, ticarette kendini ifade etmek, düşünce ve hissiyatlarını somutlaştırabilmek için kullandığı en önemli yöntemlerden biridir. Tarihin ilk çağlarında mağara duvarlarına çizilen resimlerden modern dünyadaki büyük şirketlerin kullandığı marka ve amblemlere kadar tüm semboller, kendini ve diğerlerinden farklılıklarını (belki de ayrıcalıklarını) gösterme kaygısıyla birlikte güven, birliktelik ve kitleselleşme hislerini içinde barındırabiliyor. Semboller, bir toplumda etnik veya dini kimliklerin sınırlarının belirlenmesini sağlayan kültürel unsurların da başında gelir. Bu yüzden genellikle var olma ve varlığını sürdürme konusunda korku ve endişe taşıyanlar sembolizme daha kolay yönelebilmektedir. Tarih boyunca, içinde yaşadıkları toplumdaki baskın dini-etnik grupların veya iktidarı elinde tutan merkezi otoritenin baskı ve tehditlerini üzerinde hisseden dinsel ve etnik azınlıkların köklü ve karmaşık bir sembolizm geleneğine sahip olduğu görülmektedir.


En yaygın anlamda sembolizmin Doğu’da, Batı’da olduğundan daha sürekli bir kullanımı vardır. Bu durumun temel sebebi sembollerin gündelik dilden daha geniş ifade imkânı sağlamalarıdır. Sembollerin ifade ettiklerine ilave olarak ima ettikleri, çağrıştırdıkları da olduğundan sözcüklerin ifade etmekte yetersiz kaldıkları kavrayışları ifade etmeye yarar. Özellikle birçok dinin doğduğu topraklar olan Orta Doğu’da toplumsal alanda sembolizm tarih boyunca kendini gösterdi. Bölgedeki dinsel sembolizmin anlam ve kökenleri, antik çağların mitolojik hikâyelerine ve kadim inanç sistemlerine kadar uzanır. Sayılar, renkler, geometrik şekiller, fotoğraflar, heykeller, kıyafetler, mimari eserler, bunların hepsi ve bunların taşıdıkları gizli ve soyut manalar, Orta Doğu’da siyasetin, dinin, kültürün ve toplumun çok önemli birer parçasını teşkil ediyor. Tarihi içinde üzerlerine yüklenen manaları ve değerleri uzun süre toplumsal hafızada muhafaza edebilen semboller, toplumdaki siyasi ve dinsel dengelerin, barışın ve çatışmaların neden veya sonucu olabiliyor. Her sembol bir kavrayışı ifade eder ve etmek zorundadır. Sadece zahiri biçimiyle görülen semboller varlık nedenini ve etkinliğini kaybetmiş demektir. Oysaki sembollerin bâtıni yönünü kavramak ve anlamlarını bilmek için okuma yazma bilmeye bile gerek yoktur. Semboller akıldan çok sezgilerle kavrandıkları için insanı veya kitleyi kolayca eyleme geçirebiliyor. Orta Doğu’da siyaseti ve toplumsal yapıyı analiz edebilmek, öncelikle bölgedeki siyasi ve dinsel sembolleri anlamaktan geçiyor.

Orta Doğu’da siyasi ve dinsel sembolizmi günlük yaşam içerisinde en açık bir biçimde görebileceğimiz ülkelerin başında Suriye geliyor. Suriye’deki siyasi ve dinsel sembolizmi ülkenin kendine özgü siyasi ve toplumsal şartları içerisinde değerlendirmeye çalışacağız. Öncelikle Suriye’deki siyasi sembolleri ele alalım.

NOT: Makalenin tamamını okumak için başlıktaki linki tıklatınız.