Her
aşaması kullanılan argümanın tersine sonuçlar üreten bir planın “Türkiye’nin
güvenliği” argümanına dayandırılan 6. aşamasında bulunuyoruz.
Erdoğan hükümetinin Suriye’de yaşanan olayları gerekçe göstererek NATO’dan
füze bataryaları talep etmesi, Ankara’nın Suriye konusunda kendisine ait tüm
seçenekleri tükettiğini mi gösteriyor?
Erdoğan hükümetinin Suriye kriziyle ilgili politikasını dayandırdığını öne
sürdüğü “dört aşamalı stratejik plan”ının seyrine bakarak bu soruya cevap aramak mümkün.
Hatırlanacağı üzere Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD, Fransa, Katar ve
Suudi Arabistan’la birlikte “Suriye’nin Dostları” adlı grubu kurduktan sonra
yaptığı bir açıklamada öngördükleri “stratejik planın” aşamalarını şöyle
sıralamıştı:
1- İkili angajman: Yani ikili ilişkilerin Şam’a baskı aracı olarak
kullanılması,
2- “Dış müdahaleye olmaması için” Arap Birliği ile birlikte hareket etme:
Yani Ankara’nın yetersiz kalması üzerine Suriye’ye daha fazla baskı için Arap
Birliği’nin devreye sokulması,
3- Birleşmiş Milletlere gitme: Yani uluslar arası müdahale için “meşru karar”
çıkarmaya çalışılması,
4- Suriye’nin Dostları grubunu oluşturma: Yani BM aracılığıyla yapılamayan
uluslar arası müdahalenin “Suriye’nin Dostları adını kullanan ABD müttefikleri
aracılığıyla gerçekleştirilmesi.
http://www.ydh.com.tr/YD343_ankaranin-yeni-muhafazakarlari-ve-planlama-mucizesi.html