"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Sunday, June 19, 2005

Nuray Başaran'ın Ferid Gadiri Röportajı 1

Kaynak: Akşam Gazetesi 19 Haziran 2005

Esad devrilirse yerine gececek

Suriye'nin yeni lider adayı Ferit Kadri, ülkesinde yapmayı planladığı devrimi ve ayrıntılarını AKŞAM Ankara Temsilcisi Nuray Başaran'a anlattı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmeye çalışan Reform Partisi'nin başkanı olan Ferit Kadri, 6-8 ay içinde, Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan'da olduğu gibi Suriye'de de yeni bir devrimin gerçekleşeceğini öne sürdü. Suriye'de rejim muhalifleri idama mahkum edildikleri için ABD'de yaşayan ve sorularımızı da Washington'da Mandarin Oteli'nin lobisinde yanıtlayan Ferit Kadri, küçük yaşlarda ayrıldığı ülkesine kurtarıcı olarak dönme heyecanını şimdiden yaşadığını ve devrimin koşullarının oluşmaya başladığını öne sürdü. 21 Haziran'da Türkiye'ye geleceğini ve konferans vereceğini belirten Ferit Kadri, uluslararası camianın Suriye'ye baskısını artırması halinde devrimin daha da erken ve kolay olabileceğini söyledi. 'Suriye Halkı, Türk halkı neye sahipse onu istiyor' diyen Ferit Kadri, AKŞAM'ın sorularını şöyle yanıtladı

Suriye'deki rejimin muhalifi olan bir partinin genel başkanısınız. Öncelikle Suriye'nin geleceğini nasıl görmek istiyorsunuz?

Öncelikle ve en başta Suriye'yi demokratik bir ülke olarak görmek istiyoruz. Suriye'yi, problemleri çözmek için bir araç olarak şiddeti kullanmayan ve yaymayan, İsrail de dahil, tüm komşularıyla iyi geçinen, uluslararası toplumla karşı karşıya olmayan ve barışçıl bir ülke olarak görmek istiyoruz. İşte bu bizim Suriye vizyonumuz. Halkımızı refaha ulaştırabileceğimiz, Irak, Lübnan ve Türkiye ile ekonomik ilişkiler kurabileceğimiz bir ülke

Özgürlük istiyoruz

Halk bu saydıklarınızı şu an hükümetten talep ediyor mu ya da tüm bunları ne kadar hissediyor ve sizin bu isteklerinizi ne kadar algılıyor?

Baskı altındaki bir toplumdaki insanlara 'kapalı düşünceli' insanlar denir. Dünyaya söyledikleri, içlerinde, eve gittiklerinde düşündüklerinden daha farklıdır. Dolayısıyla Suriye halkı dünyaya 'biz iyiyiz, sorunumuz yok' diyor, fakat evlerine gidip kendi içlerine döndüklerinde, daha iyi bir Suriye, demokrasi ve özgürlük isteklerini dile getiriyorlar. Çok iyi biliyoruz ki, halkın çoğu Suriye'yi tam anlamıyla demokratik bir ülke olarak görmek istiyor ve bu ülkenin yönetimine katılımda bulunmak istiyor. Türk halkının Türkiye'de sahip olduğu şekilde katılmak istiyorlar yönetime. Suriye halkı, Türk halkı neye sahipse ona sahip olmak istiyor: İfade özgürlüğü, barış, liderlerini seçme özgürlüğü ve Türkiye'de demokrasinin getirdiği ne varsa o.

Söylediklerinizden anladığım kadarıyla, Suriyeliler de kalplerinde terörizmi desteklemiyor. Pekiyi halk, evlerindeki bu düşünceleri ne zaman sokağa yansıtabilir?

Size bir örnek vereceğim: Bugün, evinde daha fazlasını karşılayamadığı için sadece ekmek ve zeytin yiyen Suriyeli bir aileyi düşünelim. Bu ailenin babası, oğlu ya da kuzeni evinde Filistin sorunu hakkında konuşuyor. Ancak eğer bu adama bugün sahip olduğu şeylerden daha fazlasına sahip olabilme şansı verilse; örneğin kendi işine sahip olabilse, daha iyi bir yaşam sahibi olma şansı olsa; bu adam ya da kuzenleri, gelirleri hakkında, kendi işini geliştirmek için insanlarla neler yapabileceklerini, Türkiye ile ekonomik ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu konuşacaktır. Yüzlerce kilometre ötedeki kendileriyle ilgili olmayan bir meseleden bahsetmeyecektir. Dolayısıyla biz, insanlara böylesi ekonomik fırsatların ve özgürlüklerin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu şekilde şiddete destek vermeyeceklerdir. Şu an Suriyelilerin bir kısmı terörizme destek veriyorsa, bunun sebebi bir geleceklerinin olmamasıdır. Onlara bir gelecek umudunun olduğunu göstermeliyiz. Bunu bir kere yaparsak bir çok şey değişecek.

Bunları Suriye halkına anlatabilmek ve bu ümitleri yeşertebilmek mümkün mü? Örneğin, Suriye'de bunları söyleyebiliyor musunuz ve halkın ne kadarı partinizin bu söylemlerine itibar gösterip, algılıyor?

Öncelikli olarak, kendi ülkemizi ve milletimizi yeniden inşa etmemiz gerektiğini ve onu korumamız gerektiğini anlatmaya çalışıyorum ve bunları anlamaya da başladılar. Bunun, başkalarını savunmadan önce daha önemli olduğunu da düşünmeye başladılar. Bence, Suriye halkının fikrini değiştirmeye başladık ve iyi, olumlu sonuçlar da alıyoruz.TV programlarına, gazetelere birçok defa çıktım. Halktan, gerçek Suriyeliden aldığım tepkiler çok olumlu. İnsanların onlara söylediklerimi dinlediklerine ve algıladıklarına inanıyorum.

Devrimin 4 şartı oluştu

Yaptığınız çalışmalar ve anketlere göre Suriye halkının yüzde kaçı, yani ne kadarı size destek veriyor?

Bu sorunun cevabını vermeden önce kısa bir ön açıklama yapmak istiyorum. Suriye'de 'devrim, karşılaştırmalı devrim' üzerine okuyan insanlar var; Lenin Devrimi, İran Devrimi, Fransız Devrimi gibi devrimleri inceliyorlar. Bu insanların görüş birliği olduğu noktalardan biri, bir devrimin gerçekleşmesi için 5 şartın mevcut olması gerektiği.

İlk olarak, istihbarat ve haberlerin rejime karşı olması gerekiyor. Son bir buçuk, iki yıldır, Suriye istihbarat ve haberlerinin rejim karşıtı olmaya başladıklarını görüyorum. İkinci şart, ekonomik sıkıntı. Suriye'de önemli düzeyde ekonomik sorun, borç ve sıkıntı yaşanıyor. Üçüncü şart, gençler. Ülkedeki genç insanların, daha iyi bir yaşam için umut görememeleri. Suriye'de her yıl kolejden mezun olan 300 bin genç var ve bunlardan ancak 100 bini iş bulabiliyor. Geriye kalan 200 bin genç ise işsiz ve umutsuz kalıyor. Ve bu genç insanlar bir devrim için çok önemli bir faktörü oluşturuyor; çünkü korkusuzlar, kaybedecek hiç bir şeyleri yok, cesurlar ve genelde devrimi harekete geçiren asıl unsur gençlerdir. Suriye'deki gençlerin çoğu bugün bir devrime başlamaya hazır. Çünkü bugünkü Suriye'de ne bir işleri ne de geleceğe dair umutları var.

Dördüncü şart, elitlerdir. Suriye'de şu an elitlerin kopması, ayrılması söz konusu. Suriye'de iki çeşit elit var. İlki, tanınmış, kalıcı ve geçmişten gelen bir isimleri olan aileler, ki bunlar rejimi desteklerler genelde. İkincisi ise geleneksel olarak zengin olan ve iş yaşamında güçlü olan Sünni aileler. Bugüne baktığımızda, tanınmış ve geçmişten gelen aileler rejime karşı ciddi anlamda seslerini yükseltiyor. Aynı şekilde iş yaşamında ön planda olan Sünni aileler de Suriye hükümetinin AB ile işbirliği ve ekonomik antlaşmaları yapamamasından dolayı hükümete çok kızgınlar ve ciddi eleştirilerde bulunuyorlar. Bu iki elit grubunun rejimi desteklememesi de bizce devrime giden yolda önemli bir adım.

Beşinci şart ise, ikincil bir otoritenin mevcudiyeti. Yani alternatif bir yönetimin ortaya çıkmasını sağlama gereği. 1979 yılında İran'da halk Humeyni'nin resimlerini duvarlara astığında çoğunluk onun kim olduğunu bilmiyordu. Umursamıyorlardı da. Ancak resimleri asmaya devam ediyorlardı.

Çünkü tek istedikleri şey Şah'ı göndermekti. Yani Suriye'de ikinci bir otorite ya da alternatif yok. Sorulması gereken soru ise, Suriye'de bunun kısa zamanda nasıl oluşacağı, ortaya çıkacağı. İşte bu nokta, benim görevimin bir parçası.

Suriye içinde de bir program ve plan yürütüyoruz tabii ki. Bu programın temel amacı da halkın gözünde ikinci bir otorite ya da tercih yaratmak. Bu program da 6 ile 8 ay içerisinde Suriye içinde yayılacak ve görülmeye başlanacak. Bu süre sonrasında halk bir alternatif ve seçenek olduğunu görecek ve devrim süreci de bundan sonra harekete geçecek.