Suriye’de iç savaş üçüncü yılına girdi. Kimilerine göre bu kanlı savaşta 70 bin kişi ölse de gerçek rakam belki hiçbir zaman bilinmeyecek. Üstelik ölenlerin sayısı felaketin sadece bir yönü. Bu çatışmanın, ölümlerin ve yaralanmaların yol açtığından çok daha büyük bir travma var. Savaşın bu ağır yükünü en çok kadınlar çekiyor. Kadını genellikle geri plana atan, toplumun ve siyasetin dışında eğiliminde olan Ortadoğu coğrafyasında bu ağır tabloyu yaşamak kadar anlatmak da bir mesele. Özellikle de yine bir kadın için. Gazeteci Hediye Levent tam beş yıldır Şam’da yaşıyor. Türkiye ile Suriye’nin ilişkilerinde altın çağın yaşandığı günleri de görmüş, iki yılı aşkın süredir ülkede yaşanan savaşı da. Kısa bir süre hava değiştirmek için Türkiye’ye gelen Hediye Levent ile İstanbul’da savaşı, savaşta kadın olmayı, bölgenin geleceğini konuştuk.
Euronews / Bora Bayraktar: Siz bir gazeteci olarak uzun süredir Şam’da iç savaşı yakından izliyorsunuz. Bir kadın olarak kuşkusuz zorlukları var bu işin. Ama sizden önce Suriyeli kadınların durumuna değinmek istiyorum. Nasıl etkilendiler bu savaştan?
Hediye Levent: Elbette çatışmadan en zararlı çıkanlar kadınlar oldu. Geçtiğimiz günlerde bir Suriyeli arkadaşın evindeydim. İki kadın sohbet ediyorlardı. Birinin evliliğinde sorunlar vardı ve onu anlatıyordu. Boşanmaktan söz ederken diğeri onu teselli ediyordu. “Bozma yuvanı, iki çocuğun var boşanıp da ne yapacaksın” falan derken birden durdu ve dedi ki “Ya ülkede erkek mi kaldı. Boşandıktan sonra bir daha kocayı nereden bulacaksın?” Böyle bir durum var.
http://tr.euronews.com/2013/03/27/savasta-kadin-olmak/