Şimdiye
kadar krizi kendinden faydalı görüldüğü için tamiri ertelenen Türkiye-İsrail
ilişkilerinin yaşayacağı ikinci baharın, “Bahara” uyanan Araplara model
oluşturacağından kuşku yok.
Aynı uluslar arası kampta yer almaktan kaynaklanan güçlü karşılıklı bağımlılık ilişkisi, Türkiye ile İsrail arasında yaşanan sorunlarda sigorta işlevi görüyor.
Aynı uluslar arası kampta yer almaktan kaynaklanan güçlü karşılıklı bağımlılık ilişkisi, Türkiye ile İsrail arasında yaşanan sorunlarda sigorta işlevi görüyor.
12 Eylül sonrasında maslahatgüzarlık düzeyine düşürülen ilişkilerin
1990’ların ortalarından itibaren “stratejik ittifak” düzeyine yükseltilmesi,
2009’daki Davos, 2010’daki Mavi Marmara krizlerine ve büyükelçilerin karşılıklı
olarak çekilmesine rağmen, Türkiye-İsrail ilişkilerinde niteliksel bir değişme
olmaması bu sigorta ile açıklanabilir.
Ekonomik düzeyde bakıldığında ikili ilişkilerdeki krizin en şiddetli olduğu
2011 yılında İsrail'in Türkiye’ye ihracatı yüzde 42 artarak 1,85 milyar dolara
tırmandı. Aynı şekilde Türkiye’den ithalatı da yüzde 20 artış göstererek 2,1
milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracat Enstitüsü'nün 2012 yılının ocak ayında
yayımladığı istatistiklere göre İsrail'in son 5 yılda ihracatını en fazla
geliştirdiği ülkeler sırasıyla Çin, Hindistan, İngiltere ve Türkiye. Bu dönemde
İsrail'in Türkiye'ye ihracatı yüzde 58 oranında arttı.
http://www.ydh.com.tr/YD349_turkiye-israil-iliskilerinde-ikinci-bahara-dogru.html