Astana konferansı, Suriye krizine dair çözüm çabaları içerisinde tüm etkisizliğine rağmen bir dönüm noktası özelliği taşıyor.
Astana görüşmelerinin organizasyonu, katılım düzeyi ve gündemi, etkisizliğinin sebeplerini ortaya koyuyor. Bir başka deyişle aşağıdaki şartlardan dolayı Astana görüşmelerinden Suriye’yi ne askeri ne de siyasi açıdan etkileyebilecek herhangi bir sonuç çıkması beklenmiyor.
1- Organizasyon: Astana konferansı; Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının 20 Aralık 2016’da imzaladığı Moskova deklarasyonu sonrasında gündeme geldi. Dolayısıyla daha önceki Cenevre konferanslarının aksine Astana konferansının organizasyonunda başta Amerika olmak üzere Suriye sorununa taraf olan diğer ülkeler yer almadı.
Suriye’ye barışın gelebilmesi, savaşı destekleyen uluslararası tarafların barış sürecine ortak olabilmesiyle mümkün. Suriye savaşını destekleyen Amerika ve müttefikleri, Astana’ya organizatör değil gözlemci sıfatıyla katılıyor. Astana konferansının organizatörlerinden Rusya ve İran’ın Şam’ın müttefiki olması, Türkiye’nin ise 6 yıllık Suriye krizinde mensubu olduğu uluslararası kampı değil sadece kendisini temsil etmesi, konferansın başarı şansını azaltıyor.