Halep Kuşatması, Suriye krizinde yeni bir evreye işaret ediyor. Türkiye’nin bugüne kadar izlediği Suriye politikasında kullandığı metotlarda önemli bir değişime gitmediği müddetçe bu yeni evreye sonuç alıcı anlamlı bir müdahalede bulunması olası gözükmüyor. Dolayısıyla Halep krizi, Türkiye’yi izlediği Suriye siyaseti ile bunu gerçekleştirmek için takip ettiği metotları ve bu ikisi arasındaki uyuşmazlığı ivedilikle gözden geçirmeye davet ediyor veya zorluyor.
Türkiye'nin Suriye politikasının ana hatlarını kabaca üç başlık altında toplayabiliriz. Birincisi, Suriye'nin geleceğinde Esed'e yer yok. İkincisi, Suriye'nin toprak bütünlüğü korunmalı ve Suriye krizi devam ederken, Suriye'nin idari ve siyasal yapısında herhangi bir tasarrufta bulunulmamalı. Daha doğrudan bir ifadeyle, PYD'nin Suriye'nin Kürt bölgesinde oluşturmaya çalıştığı fiili durum engellenmelidir. Üçüncüsü, Suriye, bölge ülkeleri için yeni bir satranç tahtasına dönüşmemelidir. Başka bir ifadeyle, Suriye, İran'ın uydu devletine dönüşmemelidir. Suriye iç savaşının uzun bir döneme yayılması sonucunda radikalizmde geometrik bir artış olması hasebiyle, radikal unsurlar ile bir koalisyon dahilinde mücadele de başka bir başlık olarak bu önceliklere eklendi.