"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Wednesday, February 10, 2016

Suriye’ye kim girecek? Türk Ordusu mu Suudi/Arap Ordusu mu? (Cahit Armağan Dilek-ANKA Enstitüsü)

Dünya gündeminin üst sırlarında IŞİD’le mücadelenin bundan sonra nasıl yapılacağı ve mücadelenin neye evrileceği tartışılmaktadır. Aynı zamanda önümüzdeki dönemde bölgede dengenin nasıl kurulacağı, Irak ile Suriye başta olmak üzere bölgedeki sınırların yeniden çizilip çizilmeyeceği de uluslararası alanda tartışılırken sahada da bir vekalet savaşı devam ediyor. Aslında mevcut durum vekalet savaşından bir ileri safhaya geçti o da İngilizce “embedded” teriminden ve alışkın olduğumuz “embedded journalists” deyiminden esinlenerek “embedded war” yani “ilişiklendirilmiş savaş” (ilk kez tarafımızdan kullanılması nedeniyle bu ifadeyi de dünya kamuoyuna biz takdim etmiş olalım) halini aldı. Çünkü Rus ve İranlı askerler Esad’ın ordusuna, Amerikalı askerler Irak Ordusu, Peşmerge ve PYD’ye ilişiklendirildi ve yönlendirici/liderlik rolleriyle yan yana savaşıyorlar.
Diğer taraftan işte böyle yeni ittifakların oluştuğu, vekalet savaşını sürdüren silahlı grupların akşamdan sabaha hedef ve taraf değiştirdiği bir ortamda Suudi Arabistan’ın “Suriye’de karada savaşmak üzere asker göndermeye hazırız” açıklaması IŞİD’le mücadele kapsamında yeni bir safhaya girilmekte olduğunun bir işareti gibi. Suudilerden sonra Bahreyn ve BAE de asker göndermeye hazır olduklarını açıkladı. (Aslında 30 Kasım 2015’te de Birleşik Arap Emirlikleri aynı içerikte bir açıklama yapmıştı ama yeterince dikkat çekmemişti.) Ama konuyu yakından takip edenler için bütün bu açıklamalar sahada bir Amerikan planının işlemekte olduğunu gösteriyordu. Gelin bütün bunları nedense Türk medyasında bir türlü yer almayan ve sadece burada okuyabileceğiniz haber ve gelişmeleri (ki bir kısmı yine burada daha önce yayımlanan bazı yazılarda açıklanmıştı) ortaya koyarak inceleyelim.