"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Wednesday, August 31, 2011

Bayram yazısı! (Hüsnü Mahalli- Akşam)

Dünyanın en yüksek saat kulesi Mekke'de inşa edildi. Hem de 2002'de Suudi Kral'ın emriyle yıkılan tarihi Osmanlı Ecyad Kalesi'nin enkazı üzerine. Suudiler bununla övünüyor. Kule ve etrafındaki 7 gökdelende bulunan otellerde kalabilmek için zengin Müslümanlar yarışıyor. Birilerine göre bu normal olabilir. Ama ben o kulenin Kabe ile resimlerini görünce içimi bir hüzün kapladı. Mekke'ye ilk gittiğimde de öyle olmuştum. Çünkü ben çok farklı bir kutsal ve tarihi Mekke'yi hayal etmiştim. Suudiler o hayallerimi çok önceden yerle bir etmişlerdi. Şimdi de Suudiler Kabe'ye tepeden bakmak ve baktırmakla üstün olabileceklerini sanıyor. Tabii kafalarında başka kurnaz ve sinsi planlar yoksa! Vahabi Suudiler hep Osmanlı ve Türk düşmanı olmuşlardır. Kutsal toprakları Vahabi ideolojisi ile yöneten Suud ailesi İslam ile ilgili tarihsel her şeyi yıkıp yerle bir etti. İşin acı tarafı da bunu İslam adına yaptılar. Nasıl olsa kutsal toprakların ve Mekke'nin sahibi onlar! Şimdi de 817 metrelik saat kulesi ve gökdelenlerle Kabe'ye tepeden bakarak büyük haz alıyor ve içlerindeki düşmanca duyguları dışa vuruyorlar...

...Ama o zamana kadar da ABD talimatıyla karanlık bölgesel görevler üstlenen Katar ve Suudi Arabistan belki de Türkiye'ye birçok kazık atmış olurlar. Çünkü şimdilerde Türkiye dostu gibi davranan bu ikili aslında çok tehlikelidir. Baksanıza Suudiler Kabe'ye tepeden bakıyor, Katarlılar FIFA'ya rüşvet veriyor. Belki de yakında gelip Fenerbahçe'yi satın alırlar.