TBMM’den tezkerenin geçmesiyle birlikte ülkemizde şöyle bir görüntü ortaya
çıktı: Bir yanda savaş karşıtları, karşılarında onları aşağılama, onlara hakaret
etme yarışına girenler. İşin garibi, barış yanlılarına saldıranlara sorduğunuzda
kesinlikle savaş istemediklerini söylüyorlar.
Aslına bakılacak olursa, savaşı istemeyenlerin bunu açıkça ve doğrudan; isteyenlerinse mahçup ve dolaylı bir şekilde ifade etmeleri bile her şeyi açıklamaya yetiyor. Yine de son derece vahim bir süreçten geçtiğimiz için bu konuyu gündemde tutmakta ve tartışmakta yarar var. Madem “savaş” sözcüğünü kullanılmasından hoşlanmıyorlar, bunun yerine “Suriye’ye silahlı müdahale yanlıları” dersek belki ihtiyacımız olan tartışmayı mümkün kılabiliriz. Çünkü biliyoruz ki Akçakale’den sonra sesleri en gür çıkanlar, bu tür tahrikler olmadan önce de Suriye’ye askeri müdahaleyi savunuyorlardı. Evet, sorulara geçecek olursak:
http://haber.gazetevatan.com/suriyeye-silahli-mudahale-yanlilarina-sorular/485958/4/Yazarlar/73
Aslına bakılacak olursa, savaşı istemeyenlerin bunu açıkça ve doğrudan; isteyenlerinse mahçup ve dolaylı bir şekilde ifade etmeleri bile her şeyi açıklamaya yetiyor. Yine de son derece vahim bir süreçten geçtiğimiz için bu konuyu gündemde tutmakta ve tartışmakta yarar var. Madem “savaş” sözcüğünü kullanılmasından hoşlanmıyorlar, bunun yerine “Suriye’ye silahlı müdahale yanlıları” dersek belki ihtiyacımız olan tartışmayı mümkün kılabiliriz. Çünkü biliyoruz ki Akçakale’den sonra sesleri en gür çıkanlar, bu tür tahrikler olmadan önce de Suriye’ye askeri müdahaleyi savunuyorlardı. Evet, sorulara geçecek olursak: