ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad Rusya Televizyonunun 1. Kanalına; Suriye ve bölgedeki gelişmeler, Suriye'nin krizden çıkmak için harcadığı çabalar ve Suriye'ye her hangi bir saldırı yada içişlerine müdahalenin tehlikelerine ve sonuçlarına ilişkin mülakatta bulundu.
Suriye ve Rusya arasındaki ilişkileri de ele alan el-Esad; batının Suriye'ye karşı yaptırımlar konusundaki tutuma değindi.
Biz Yine de Her İhtimali Göz Önünde Bulunduruyoruz
Batının Suriye'ye karşı saldırıda bulunma ihtimali, Suriye'ye karşı batılı askeri eylemlerin daha önceden planlandığı ve bu durumda Suriye'nin Rusya’dan beklediği yardımlara ilişkin bir soruyu cevaplayan el-Esad; bu gibi iddiaların özellikle Suriye ile bir kısım batılı ülkeler arasında krizin olduğu zamanlarda duyulduğunu söyledi. Aynı zamanda bunların, tutumlarından caydırılması amacıyla Suriye'ye baskıları tırmandırma hedefi taşıdığını ekledi.
Sözlerine devam eden el-Esad; “Bizler Suriye'de, sızdırmalar aracılığı ile medyada öne sürülmüş olmasa bile, her ihtimali dikkate almaktayız.. Fakat vatan askeri yada güvenlik açısından tehdit edildiği zaman güç dengesinin hiç bir değeri olmaz.. Ayrıca kimin daha güçlü yada daha zayıf olduğu önemli değildir.. zayıf ve küçük bir ülkeyi temsil ediyor olmanla birlikte düşmanın güçlü ve büyük olması halinde bile, doğal olarak güç dengelerini dikkate almaksızın ülkeni savunman gayet doğaldır..” şeklinde konuştu.
Suriye, Başka Hiç Bir Ülkeye Benzemez
Başkaları açısından bu konudaki senaryoların hesaplarını yapmanın kolay olmadığını kaydeden el-Esad; Suriye'nin coğrafi, jeopolitik, tarihi ve daha bir çok açıdan Suriye'nin özel bir konuma sahip olduğunun altını çizdi. El-Esad Suriye'nin; bölgenin dini, kültürel, milli ve daha muhtelif bir çok bileşenlerinin buluştuğu nokta olduğuna işaret ederek, deprem plaketlerinin buluştuğu çizgiye benzediğini belirtti. Aynı zamanda deprem plaketlerinin istikrarını sarsacak her hangi bir çabanın, tüm bölgeye ve uzak mesafelere zarar verecek büyük bir depreme neden olacağını söyledi. El-Esad; Ortadoğu'nun sarsılması halinde tüm dünyanın sarsılacağını, dolayısıyla bu yöndeki bir senaryoya ilişkin her hangi bir düşüncenin, dünyanın kaldırabileceğinden çok daha büyük bir bedeli olacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı el-Esad; bu nedenden dolayı şu ana kadar durumların siyasi ve ekonomik baskılar yönünde gittiğine işaret etti.
Cumhurbaşkanı el-Esad; Rusya'nın gerek askeri, gerek güvenlik gerekse politik yada ne açıdan olursa olsun Suriye'ye müdahale etme çabalarının tehlikelerini bilmesiyle son olarak uluslararası platformlarda temel bir rol oynadığını söyledi. Rusya'nın son olarak uluslararası güvenlik konseyinde Suriye'yi hedef alan batılı karara karşı veto hakkını kullanmasına işaret eden el-Esad; dolayısıyla sadece Suriye'yi savunma açısından değil, dünyadaki istikrarı savunma açısından Suriye'nin Rusya'nın desteğine ve tutumuna güvendiğini belirtti.
Muhalefetle Tüm Konularda Anlaşmazlık İçinde Değiliz
Suriyeli komünistlerden bir muhalifin veto hakkını kullanmasından dolayı Rusya'ya teşekkür etmesinin yanında bazılarının Suriye'nin bir kısım sokaklarında Rusya bayrağını yakmaları ve diyalog masasına birlikte oturulabilecek muhalefetin kim olduğuna ilişkin bir soruyu cevaplayan el-Esad; “sanıyorum ki; minimum düzeyde ulusalcı bir tutuma sahip Suriyeli herhangi bir vatandaşla bir araya geldiğin zaman Rusya'nın bu tutumuna minnettar olduğunu göreceksin..” dedi.
Sözlerine devam eden el-Esad; “Suriye'de muhalefette yada destekçilerde veya ortada bir yerde olmamız; temel konularda anlaşmazlığa düşmemiz anlamına gelmiyor.. bizler, Suriye'nin egemenliği, dış müdahalelere karşı tutumda ve son aylarda Suriye'de meydana gelen terör eylemleri konusunda muhalefetle farklı görüşlere sahip değiliz.. bizler iç konularda, politik, ekonomik, sosyal, kültürel ve benzeri davalarda aynı görüşte değiliz.. ve kanımca bu tutum, Suriye'de genel bir tutumdur..” şeklinde konuştu.
Dış Kışkırtma Neticesinde Olmuş Olabilir
Cumhurbaşkanı el-Esad; “Bayrağı yakma konusuna gelince, bunun siyasi eylem çerçevesine alınabileceğini düşünmüyorum.. bu durum muhalefet yada başkasını temsil etmemesiyle birlikte genel olarak ferdi bir durum temsil etmektedir. Dış medyada Suriye'ye karşı propagandası yapılan büyük yalan kapsamında medya vizyonunun tamamlanması amacıyla bu ferdi durumlar, dışarıdan provoke edilmiş olabilir. Rusya'nın halka karşı devleti desteklediği görüntüsü vermek için dışarıdan kışkırtma yapılmış olabilir.. bu eylemden amaçlanan medya oyunu budur..” dedi.
Bunu Yapılacak Seçimler ve Halk Belirleyecek
Kimlerin muhalefeti temsil ettiği konusunda ise el-Esad; yeni siyasi partilerle birlikte seçimlerin olmasıyla bu konuda daha dakik bir kararın verilebileceği kanaatinde olduğunu söyledi. El-Esad yerel seçimler ve Halk Meclisi seçimlerinin olmasından kısa bir süre sonra kimlerin halkı temsil ettiğinin netlik kazanacağını ifade ederek, şimdilik daha önceden bulunan ve kriz sürecinde ortaya çıkan tüm tarafların dikkate alındığına işaret etti.
Kimin halk tabanına sahip olduğu yada kimin olmadığını belirtmeden bu taraflarla iletişim ve bağlantı kurmanın önemine dikkat çeken el-Esad; dolayısıyla önümüzdeki Şubat ayında olması beklenen seçimlerin ardından bu konuda karar vermenin daha mantıklı olacağını söyledi.
Meclisi Halk Önemsediği Zaman Biz de Önemseriz
Kapsamlı ulusal diyalogun başlaması, seçim sürecinin organize edilmesi, bir kısım muhalefetin İstanbul'da meclis teşkil etmesi ve yönetimle müzakerelerde bulunmaya hazır olmadıklarını ifade etmelerinin yanında barışçıl yollarla onlarla anlamanın olanağına ilişkin bir soruya cevap olarak el-Esad; “her şeyden önce diyalogun iki tarafa ihtiyacı vardır.. dedi.
Sözlerine devam eden el-Esad; “tek taraflı olarak diyalogda bulunmak mümkün değildir..herhangi bir tarafla diyaloga geçmek için, karşı tarafın diyaloga kabil olması gerekiyor.. bu birinci nokta.. ikinci nokta ise; her hangi bir tarafla siyasi ve resmi bir diyaloga geçmen için; harekete geçmen için belirli bir temel belirlemek gerekiyor..” dedi.
El-Esad; diyaloga geçilmesi gereken bu tarafların Suriye halkı tarafından kabul edilip edilmediğinin yanında bunların yabancı ülkeler tarafından dışarıda yapılandırılan bir güç olup olmadıkları, yabancı müdahaleye çağrı yapıp yapmadığı yada bunu kabul edip etmeyeceğinin yanında terörü destekleyip desteklemediği yönünde soru işaretlerini ortaya koydu. Tüm bu temellerin belirlenmesi ardından bu taraflarla diyaloga geçilip geçilmeyeceğinde karar alınabileceğini kaydeden el-Esad; Suriye halkının dış müdahalenin yanı sıra gerek siyasi yada politik durum şeklinde oldun Suriye sınırlarının haricinde dışarıdan gelebilecek her şeye karşı olduğunun altını çizdi.
İstanbul'da teşkil edilen meclis konusunda ise pek fazla bir şey bilmediğini ifade eden el-Esad; bu meclise ilişkin dakik ve doğru cevabın Suriye halkı tarafından verileceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı el-Esad; Suriye halkının bir meclisi yada belirli bir politik yapıyı kabul etmesi halinde, devletin bu tarafla diyaloga geçmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
El-Esad; “fakat ilke olarak diyalogu reddetmemiz yada kabul etmemiz, yada şiddet veya güç yönünde gitmemizde ise sanıyorum ki doğru ilke diyalogu temel almaktır.. diyalogu temel almak gerekiyor ki; her hangi bir ülkede istikrarı sağlayacak bir çözümü sağlayacak olan diyalogdur.. Dolayısıyla bizler, bu meclise pek fazla önem vermiyoruz.. Suriye halkı önem vermediği sürece bizler önem vermemekteyiz.. Halk tarafından önemin olması halinde de; hükümet de bu yad başka meclise önem verecektir..” dedi.
Her Zaman Suriye'ye Yaptırım Vardı
Suriye'nin batı ve ABD tarafından uygulanan ekonomik yaptırımlara karşı uzun süre dayanıp dayanmayacağının yanında Rusya'nın bu bağlamdaki yardımları çerçevesinde sorulan bir soruya el-Esad; “ bu yaptırımlar eskiden beri Suriye'ye uygulanıyor.. özellikle de ekonomik, teknik ve teknolojik yaptırımlar on yıllardan beri Suriye'ye uygulanıyor.. batı tarafından her hangi bir şekilde Suriye'ye yaptırımların uygulanmadığı bir dönemi hatırlamıyorum.. fakat bu yaptırımlar kriz döneminde daha çok şiddetleniyor.. dolayısıyla altı yıldan beri, yada tam olarak 2005 yılından beri doğuya yönelme kararı aldık..” şeklinde cevapladı.
Sözlerine devam eden el-Esad; “doğuya yönelme konusunda ise; bizim her zaman batıyla ilişkilerimiz mevcuttur.. tam olarak Fransa ve İngiltere olmak üzere batının zamanında bu bölgeyi işgal etmiş olmasına rağmen ta bağımsızlıktan beri onunla ilişkilerimiz bulunmaktadır.. fakat bizler gerçekte doğunun bir parçasıyız.. biz de siz de doğusunuz.. Doğuda olan Hindistan, Çin ve daha dünyanın bir çok ülkesinin Suriye ile güzel ilişkileri bulunuyor.. Güney Amerika'da da Suriye ile güzel ilişkileri olan ülkeler bulunuyor.. Aynı zamanda Asya’da büyümekte olan güçler mevcut.. Hindistan, Çin ve Rusya günümüzde ekonomik, politik ve bir çok açıdan dünyada önemli bir rol oynamaktalar.. Bu ülkelerin de teknik ve teknolojik açıdan ileri bir konumları var.. dolayısıyla kapılar yüzümüze kapatılmış değildir.. Batı önümüzdeki tek seçenek değildir.. Batı bizi sıkıştırıyor olabilir, fakat bizim dünyanın bir çok ülkesiyle güzel ilişkilerimiz bulunuyor.. bu ilişkileri de kullanmak gerekiyor.. Özellikle 2005 yılından sonra Rusya ile ilişkilerimiz çok ileri düzeye geldi.. fakat sanıyorum ki bu krizden sonra ilişkiler daha da ileri düzeye gelecek.. Suriye ve Rusya arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilere güveniyoruz..” dedi.
Bedel Çok Pahalıya Patlar
Kimi düşmanların Libya senaryosunu Suriye'de tekrarlamaya çalışmaları ve Suriye'nin bunu önleme konusundaki çabalarına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı el-Esad; “ne coğrafi açıdan, ne siyasi açıdan, ne tarih açısından, ne de halk açısından Suriye Libya’ya benzemez.. başka hiç bir ülkeye de benzemez.. bu gibi her hangi bir senaryonun başka ülkelere çok ağır bedeli olacak.. daha öncede söylediğim gibi bu senaryoyu pratikte Suriye'de uygulamak mümkün değildir.. fakat özellikle başlangıçta ve uluslararası güvenlik konseyinde Suriye'ye karşı baskı olarak medyada kullanıldı.. bizler, daha çok içerdeki durumlara odaklanmıştık.. Suriyeli bir çok vatandaş için ülkeye karşı bir dış komplonun bulunduğunu, devlete karşı silahlı eylemlerin bulunduğunu ortaya koymak kolay değildi.. bu gün ise ordudan, güvenlikten ve polislerden yüzlerce şehidimiz bulunuyor.. bunlar nasıl öldüler?.. barışçıl gösterilerle mi öldüler?.. gösterilerdeki çığlıklarla mı öldüler?.. yoksa silahlarla mı katledildiler?.. Öyleyse silahlılarla karşı karşıyayız.. şimdi ve olayların gelişmesiyle durumlar netlik kazandı.. son aylarda Suriye'de cereyan eden olaylara ilişkin halk bir bilinç sahibi oldu..” diye konuştu.
Dost Ülkelerin Medyasına Odaklanıyoruz
Son iki ayda yabancı medyaya odaklanıldığını ve Suriye’deki durumları yakından görmek için gazetecilerin davet edildiğini ifade eden el-Esad; batılı medyanın sadece krizlerde değil, normal süreçlerde bile taraflı olduğunu söyledi. El-Esad batılı medyanın, önyargılara sahip olduğunu, ayrıntılara girmediğini ve bazen istisnalar haricinde bölgeye karşı yabancı siyasi ajandalara hizmet ettiğine dikkat çekti.
Sözlerine devam eden el-Esad; batı medyasının Suriye'ye gelmesi ve gerçekleri yerinde görerek tarafsız ve dürüst bir şekilde kamuoyuna taşıması yönünde çabaların bulunduğunu belirterek; genel olarak daha çok dost ülkelere odaklanıldığını ekledi.
Cumhurbaşkanı el-Esad; günümüzde temel yönelimin medya olduğuna inandığını, dolayısıyla Suriye'ye karşı yabancı planları ifşa etmenin gerekli olduğunu belirtti.
Silah ve Finans Kişilerden Değil Devletlerden Sağlanıyor
Suriye düşmanlarına yardım edenlerin varlığı ve bunlarda bulunan büyük miktardaki silahların yanı sıra silahların kaynağına ilişkin bir soruya cevap olarak el-Esad; “özellikle ilk ayda olmak üzere başlarda olanların gerçeğini anlamak zordu.. silahlar yada finans nereden sağlanıyordu.. gerçekten silah ve finans sağlanıyor muydu.. ilk başta bu konulara ilişkin soru işaretleri mevcuttu.. günümüzde ise ve Suriye'deki krizin başlamasından 7 ay sonra; henüz tam olarak tamamlanmış olmasa da elimizde net ve kesin bilgiler oldu.. Teröristlerle yapılan soruşturmalar ve dışarıdan gelen bilgiler neticesinde kesin ve net bilgiler elde ettik.. şimdi; komşu ülkelerden Suriye sınırları üzerinden silah kaçakçılığının yapıldığına ilişkin hiç bir şüpheye yer vermeyen kesin bilgilere sahibiz.. aynı zamanda finansın sağlandığı konusunda da aynı şekilde bilgilere sahibiz.. bir çok ülkede bulunan ve bu eylemleri yöneten kişiler hakkında da kesin bilgilerimiz bulunuyor.. bu kişilerin ülkelerle ilişkileri konusunda dakik bilgilerimiz yok.. fakat silahların niteliği, türü, miktarı ve finans hacminden tüm bunların kişi tarafından değil de devletler tarafından yapıldığını biliyoruz.. bu ülkelerin kim olduğunu söylemek için, daha net verilerimiz olmalı.. böyle bir durumda gerekleri ortaya koymaktan çekinmeyeceğiz..” dedi.
Özellikle İsrail yapımı bombalar olmak üzere silah ve mühimmatın kaynağına ilaveten bu silahları ithal eden ülkelerin bulunup bulunmadığına ilişkin bir soruya verdiği cevapta el-Esad; “evet; aralarında İsrail yapımı silahlar dahil olmak üzere elimizde farklı ülkelerden silahlar bulunuyor.. fakat bu silahların kaynağının İsrail’den yada bu silahlara sahip olan başka bir ülkeden olduğunu tespit etmek kolay değil.. sivilleri hedef alan yerlerde yerleştirilmiş mayın ve bombalar mevcut.. bunlar sivilleri hedef aldığı gibi askerleri, güvenlik güçlerini ve polisleri de hedef alabilir.. anti tank silahları da bulunuyor.. bu da yeni ve tehlikeli bir durumdur.. dolayısıyla tüm bunlar; silahlandırmanın arkasında kişiler değil de devletlerin bulunduğunu kanıtlıyor.. kişiler, bu ülkelere sadece bir örtü teşkil ediyor olabilirle..” dedi.
Sözlerine devam eden el-Esad; “silahlar nerden geliyor!.. komşu ülkelerden.. buna rağmen söz konusu komşu ülkeleri kaçakçılığa bulaşmakla suçlamamız mümkün değildir.. tüm ülkelerde olduğu gibi, komşu ülkelerle tüm sınırları kontrol etmek kolay değildir..
Mülakatının bitiminde Rusya Televizyonuna teşekkür eden el-Esad; “bu program aracılığı ile, gerçekleri Rus izleyicilerine taşımakta önemli bir rol oynayacağınızı düşünüyorum.. “ dedi.