"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Friday, September 30, 2011

Şırnak'ta çatışma: 2 asker şehit, 3 yaralı- Yeni Şafak



Terör Saldırılarında 10 Şehit- SANA Türkçe

HOMS – İDLİB –Silahlı terör örgütlerinin kurduğu pusu sonucu asayişi koruma güçlerinden 3 kişi şehit düştü.

Homs Emniyet Müdürlüğünde yetkili bir kaynak SANA’ya yaptığı açıklamada görevleri başındayken Silahlı terör grubunun saldırısına maruz kalan asayiş güçleri mensupları; Ahmet Haydar, Yaser Derder ve Ahmet Emin’in şehit düştüğünü ifade etti.

Bununla birlikte Homs’un Kseyr semtinin el-Cusiye bölgesinde aldığı kurşun yarasıyla yaşamını yitiren sivil vatandaş Amer Muhammed el-Tarfi’nin cenazesi Homs devlet hastanesine nakledildi.

Sivilleri Kaçırıyor Yaralıyor, Katlediyor Sonra Yollara Atıyorlar

Tıbbi bir kaynak da Ummelamd köyünden Ahmet el-Debcan isimli sivil vatandaşın Homs kentinin Deyrbealba semtinde silahlı terör gruplarının kurşunlarına maruz kalması sonucunda hastaneye kaldırıldığını ifade etti.

Öte yandan İdlib’in Hanşeyhun sakinlerinden Eczacı Vesim el-Yusuf silahlı terör grubu tarafından kaçırıldıktan birkaç saat sonra silahlı terör grubunun ateşi sonucu ayağından kurşun yarası almış bir şekilde bulundu.

Teröristler Çocuğa Ateş Açtı

Silahlı terör gruplarının İdlib iline bağlı Muarratulnuman kentinin kuzeyinde düşen uluslararası otobanda açtıkları ateş sonucunda Han el-Subul köyünden Muhammed Abdülaziz Dahruc adlı bir çocuk şehit oldu.

Sihay ve plakası olmayan bir araç kullanan silahlı teröristler, ekmek satıcısı babasının işyeri önünde duran küçük çocuğa ateş açtılar.

Ya Gösterilere Katılırsın Ya da Ölürsün

14 yaşındaki Muhammed’in babası; oğlunun tek suçunun eve ekmek almak için çıktığını ifade ederken, eve dönerken Kia Ceratto marka siyah bir araçtan yüzleri örtülü 4 silahlı teröristin indiğini ve etrafa yaylım ateşi açtıklarını açıkladı.

Silahlı teröristlerin gösterilerle ilgisi olmayan vatandaşlara silah zoruyla baskı uygulama amacında olduklarını ifade eden baba; teröristlere göre vatandaşların ölmek yada onlarla birlikte gösterilere katılmaktan başka üçüncü bir seçenekleri bulunmadığını belirtti.

Ölümle Tehdit Ediyorlar

Şehit çocuğun amcası ise; terör gruplarının gösterilere katılmak için kendilerine büyük baskılar yaptıklarını, aksi halde onların hedefi olma tehditlerinde bulunduklarını belirtirken, kendilerinin bu gösterilere katılmak istemediklerini söyledi.

Saklanmasaydık Bizde Ölecektik

Olay sırasında Şehit çocuğun yanında olan kuzeni; siyah bir araçtan 4 silahlının indiğini ve etrafa yaylım ateşi açmaya başladıklarını ifade ederek, olay sırasında kendilerinin derhal içeriye saklandıklarını ve kuzeninin dışarıda kaldığını anlattı. Aynı zamanda içeriye geçmeseydiler kendilerinin de öleceklerini kaydederek, silahlı kişilerin özel arabasında duran bir vatandaşa da ateş açtıklarını ekledi.

Cezire Yine Gerçekleri Kıvırdı

Bilindiği üzere Cezire kanalı; her zaman olduğu gibi meslek ahlakından uzak bir şekilde haberi çarpıtarak, ateş açan silahlı teröristlerin sözde “Şebbiha” olduklarını iddia etti.

Bizlere Bombalar ve RPG Roketleriyle Saldırdılar

Resten bölgesinde görev yapan asayiş güçleri ve askerler; evlerden ve bina çatılarından sivilleri ve asayiş güçlerine ateş açan silahlı teröristlerin kurşunlarıyla nasıl yaralandıklarını anlattılar.

Suriye televizyonuna konuşan Uzman Çavuş Vail Yunus; Resten kentinde görevlerini yerine getirdikleri sırada evlerin içinde ve mertsilerde korunan yaklaşık bin silahlı teröristin kendilerine saldırdıklarını söyledi.

Yunus; söz konusu teröristlerin ellerinde farklı türlerde patlayıcının yanı sıra anti-tank roketleri ve bombalar bulunduğunu belirterek, açtıkları ateş sonucunda yaralandığını ekledi.

Çavuş Eyman Abdo; pompalı tüfekle açılan ateş sonucunda yaralandığını söyleyerek, silahlı teröristlerin bir çok yönden kendilerine saldırdıklarını, bir kaç arkadaşının da yaralandığını ekledi.

Teröristlerin ateşiyle yaralanan Hamdan Hamdan; teröristlerin kendilerine RPG roketleriyle saldırdıklarını belirterek, şarapnelle ayağından yaralandığını söyledi.

Bir başka yaralı; Resten’e girdiklerinde aniden evlerin arasından genelinin yüzleri örtülü olan 60’a yakın teröristin kendilerini kurşun yağmuruna tuttuklarını kaydederek, terörsitlerin otomatik taramalı silahlar ve RPG roketleri kullandıklarını ifade etti.

Suriye’ye müdahale, PKK ile müzakere (Murat Çabas- Yeni Mesaj)

...BOP’un planlayıcıları olan ABD ve İsrail, Suriye konusunda Türkiye’nin oldukça aktif bir rol oynamasını istiyor. Irak’ın kuzeyinde oluşturulan ve sonraları “Güney Kürdistan” olarak ifade edilen yapının Suriye’de oluşturulması ve bunun Türkiye’nin eliyle yapılması isteniyor.

Dün Irak’ta bu amaca yönelik ABD tampon bölge oluşturmuştu, bugün ise Suriye’de Türkiye’nin tampon bölge oluşturması isteniyor.

Tabii, Türkiye’nin böyle bir tampon bölge girişimi yapması o kadar kolay bir hadise değil. Böyle bir adım Türkiye ve Suriye arasında savaş çıkması demektir.

Böyle olursa, Türkiye son yıllarda hayata geçirdiği “ucuz taşeronluk” politikalarına bir önemlisini daha eklemiş olacak.

Bu arada Türkiye’nin Libya ve Suriye konusunda ABD’ye kayıtsız şartsız teslim olması, savaşı bile göze alması, bölgenin önemli gücü olan İran’ı da tedirgin etmektedir.

İran, bugüne kadar Türkiye’nin İslam ülkelerine karşı askeri bir operasyonda olmayacağını düşünürken, Suriye konusundaki söylemler ve adımlar İranlı yetkilileri tedirgin etmeye başladı. Zaten füze kalkanının ne anlama geldiğini iyi bilen İran, Türkiye’nin hiç tereddüt etmeden ABD ve İsrail uğruna kendisiyle çatışabileceğini düşünmeye başladı. Onlar için geçmişte Türk milleti Haçlı seferlerinin önünde duran bir setti, bugün ise Haçlı seferlerinin akışını hızlandıran bir oluk oluverdi...

ABD’nin Şam büyükelçisinin evi kuşatıldı- YDH

YDH- Bugün bir rejim muhalifiyle görüşen Amerika’nın Şam Büyükelçisi Robert Ford’un evi Suriye halkı tarafından kuşatıldı.

El-Arabiya televizyonu, bugün Şam’da bir rejim muhalifiyle görüşen Amerika’nın Suriye Büyükelçisi Robert Ford’un evinin Suriye halkı tarafından kuşatma altına alındığını duyurdu.

Press TV’nin haberine göre de ABD Büyükelçisi Ford, bir rejim muhalifiyle görüşmesinden sonra konsolosluk binasına girerken Suriyelilerin yumurtalı ve domatesli protestosuna maruz kaldı.

El-Alem televizyonu da Suriye yönetiminin Amerikan Dışişleri Bakanlığının Suriyeli muhaliflerin silahlı mücadele kararını destekleyen açıklamasına tepki gösterdiğini bildirdi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklamasında, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner’in dün yaptığı açıklamasının Washington’un Suriye’deki terörist grupları desteklediğini gösterdiğini belirtti.

Suriye yönetimi, Mark Toner’in “Suriyeli muhaliflerin silahlı direnişe başvurmasının doğal olduğuna” dair açıklamasının Suriye’deki terörist eylemleri teşvik etmek anlamına geldiğini belirterek Amerika’yı kınadı.

ABD’nin Suriye büyükelçisi Robert Ford, daha önce de Hama ve Dera kentlerine giderek buralardaki rejim muhalifleriyle temaslarda bulunmuş, bu durum Suriye yönetiminin tepkisine neden olmuştu.

Washington, Suriye’ye ekonomik ve siyasi yaptırım uygulamasına rağmen Robert Ford’u, rejim muhalifleriyle temasta olduğu için geri çağırmadığını açıklamıştı.

Suriyeli Kürtler özerklik istiyor- Milliyet

Suriye'den Türk malına boykot- NTVMSNBC

Suriye ile Türkiye arasında yükselen siyasi tansiyon ekonomiye de sıçradı. Suriye tarafı Türkiye’den gerçekleştirdiği her türlü ürünün ithalatını durdurma kararı aldı. Bu karar Türkiye’den Suriye’ye yapılan 1 milyar 152 milyon dolarlık ihracat rakamının da sonlanması anlamına geliyor. Suriye Başbakanı Adil Sefer tarafından alınan ‘Gümrük vergisi yüzde 5’in üzerinde olan ürünlerin ithalatı artık yasak” kararı 22 Eylül’de tüm Suriye gümrüklerine gönderildi.

25 Eylül tarihi itibariyle uygulamaya geçmesi planlanan karar özellikle Türk tarafının bastırması ve yola çıkan TIR’ların gümrüklerde sıkıntı yaşamaması için bir hafta daha uzatıldı. Dünden itibaren Türkiye’deki tüm ihracatçı birliklerine Ekonomi Bakanlığı tarafından konuyla ilgili bilgilendirme yazıları gitmeye başladı. Birlikler de Suriye’ye ihracat yapan firmaları tek tek arayarak bilgilendiriyor.

İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Başkanı Murat Akyüz, alınan kararın neredeyse ihracat yapılan tüm ürünleri kapsadığını belirterek, “İçerisine gıda da, inşaat malzemesi de, tekstil ürünü de, kimyasal ürün de giriyor. Bu Türkiye ile Suriye arasındaki ihracatın tamamen bitmesi demek” dedi....

Thursday, September 29, 2011

Resten’de Operasyon.. Teröristler Silahlarıyla Yakalandı- SANA Türkçe



Hain Pusuda Üç Şehit... Çocuğa Ateş Açtılar.. Ya Gösterilere Katılırsın Ya da Ölürsün- SANA Türkçe

HOMS – İDLİB –Silahlı terör örgütlerinin kurduğu pusu sonucu asayişi koruma güçlerinden 3 kişi şehit düştü.

Homs Emniyet Müdürlüğünde yetkili bir kaynak SANA’ya yaptığı açıklamada görevleri başındayken Silahlı terör grubunun saldırısına maruz kalan asayiş güçleri mensupları; Ahmet Haydar, Yaser Derder ve Ahmet Emin’in şehit düştüğünü ifade etti.

Bununla birlikte Homs’un Kseyr semtinin el-Cusiye bölgesinde aldığı kurşun yarasıyla yaşamını yitiren sivil vatandaş Amer Muhammed el-Tarfi’nin cenazesi Homs devlet hastanesine nakledildi.

Sivilleri Kaçırıyor Yaralıyor, Katlediyor Sonra Yollara Atıyorlar

Tıbbi bir kaynak da Ummelamd köyünden Ahmet el-Debcan isimli sivil vatandaşın Homs kentinin Deyrbealba semtinde silahlı terör gruplarının kurşunlarına maruz kalması sonucunda hastaneye kaldırıldığını ifade etti.

Öte yandan İdlib’in Hanşeyhun sakinlerinden Eczacı Vesim el-Yusuf silahlı terör grubu tarafından kaçırıldıktan birkaç saat sonra silahlı terör grubunun ateşi sonucu ayağından kurşun yarası almış bir şekilde bulundu.

Teröristler Çocuğa Ateş Açtı

Silahlı terör gruplarının İdlib iline bağlı Muarratulnuman kentinin kuzeyinde düşen uluslararası otobanda açtıkları ateş sonucunda Han el-Subul köyünden Muhammed Abdülaziz Dahruc adlı bir çocuk şehit oldu.

Sihay ve plakası olmayan bir araç kullanan silahlı teröristler, ekmek satıcısı babasının işyeri önünde duran küçük çocuğa ateş açtılar.

Ya Gösterilere Katılırsın Ya da Ölürsün

14 yaşındaki Muhammed’in babası; oğlunun tek suçunun eve ekmek almak için çıktığını ifade ederken, eve dönerken Kia Ceratto marka siyah bir araçtan yüzleri örtülü 4 silahlı teröristin indiğini ve etrafa yaylım ateşi açtıklarını açıkladı.

Silahlı teröristlerin gösterilerle ilgisi olmayan vatandaşlara silah zoruyla baskı uygulama amacında olduklarını ifade eden baba; teröristlere göre vatandaşların ölmek yada onlarla birlikte gösterilere katılmaktan başka üçüncü bir seçenekleri bulunmadığını belirtti.

Ölümle Tehdit Ediyorlar

Şehit çocuğun amcası ise; terör gruplarının gösterilere katılmak için kendilerine büyük baskılar yaptıklarını, aksi halde onların hedefi olma tehditlerinde bulunduklarını belirtirken, kendilerinin bu gösterilere katılmak istemediklerini söyledi.

Saklanmasaydık Bizde Ölecektik

Olay sırasında Şehit çocuğun yanında olan kuzeni; siyah bir araçtan 4 silahlının indiğini ve etrafa yaylım ateşi açmaya başladıklarını ifade ederek, olay sırasında kendilerinin derhal içeriye saklandıklarını ve kuzeninin dışarıda kaldığını anlattı. Aynı zamanda içeriye geçmeseydiler kendilerinin de öleceklerini kaydederek, silahlı kişilerin özel arabasında duran bir vatandaşa da ateş açtıklarını ekledi.

Cezire Yine Gerçekleri Kıvırdı

Bilindiği üzere Cezire kanalı; her zaman olduğu gibi meslek ahlakından uzak bir şekilde haberi çarpıtarak, ateş açan silahlı teröristlerin sözde “Şebbiha” olduklarını iddia etti.

İddialar Ağaç Yaprakları Gibi Ardı Ardına Düşüyor- SANA Türkçe


ŞAM – Arap ve yabancı medya araçlarının günden güne Suriye'de silahlı terör gruplarının bulunduğu ve bu teröristlerin ordu ve asayiş güçlerini hedef almaları yönünde gerçekleri ortaya koymalarıyla kimi muhaliflerin Suriye'deki barışçıl gösterilere ilişkin iddiaları ağaç yaprakları gibi bir biri ardına düşmesiyle ortada sadece gerçekler kalıyor.

Son olarak Fransız haftalık TTA Bülteni; Suriye'de silahlı grupların bulunduğunu ve bu grupların ordu, güvenlik ve asayiş güçlerini hedef aldıklarını belirtirken; silahlı terör grupları ve kimi muhaliflerin Suriye'de askerlere, asayiş ve güvenlik güçlerine karşı silahlı eylemler düzenlediklerini ifade eden itirafların gerçeğine bir yenisini daha eklemiş oldu.

Cezire Muhabiri de İfade Etmişti

Suriye'yi ziyaret eden el-Cezire İnternational kanalının özel muhabirinin Suriye'de farklı ve türlü silahlanma faktörlerinin bulunduğuna ilişkin bilgiler yayınlamasından sonra; Fransız TTA Bülteni bugün yayınladığı bir raporunda, silahlı grupların Suriye'de silahlı eylem gerçekleştirdiklerini ve pusular kurduklarını ifade etti.

Fransız Bülten Lübnanlı kaynaklardan naklen aktardığı raporunda; Lübnanlı grupların sınır aracılığı ile yasa dışı yollarla Suriye'deki silahlılara silah taşıdıklarını aktardı.

Dış Ajandaları Uyguladıkları Kanıtlı

Suriye'deki silahlı terör gruplarının dış ajandaları uyguladıklarının bir belirtisi olarak TTA Bülteni; başta Fransa ve ABD olmak üzere batılı ülkeler arasında Suriye'nin istikrarını sabote etme ve dayanışmasını baltalama yönünde üzerine anlaşılan bir stratejinin bulunduğunu açıkladı.

Bu arada Ortadoğu uzmanı Fransız Araştırmacı George Malbrunot Fransız Le Figaro Gazetesinin bugün yayınladığı bir makalesinde; Suriye sahasında fanatiklerin bulunduğunu ve bunların ABD’ye yakın olduklarına işaret etmişti. Malbrunot ayrıca bu fanatiklerin ABD’den Libya'da olduğu gibi Suriye'ye de müdahalede bulunmasını beklediklerini belirterek, Suriye'de yönetimle herhangi bir diyalogu reddeden grupların bulunduğunu da belirtti.

Teröristlerin Eylemlerinden Uyardı

Suriye'de gazete ve sosyal kanallar aracılığı ile silahlanma davetinde bulunan protestocuların da bulunduğuna işaret eden Malbrunot; özellikle Homs ilinde çok sayıda yayılan silahlı protestocuların bulundukları şiddet eylemlerinin tehlikesinden uyardı.

Bilindiği üzere el-Cezire İnternational Kanalının özel muhabiri Nir Rusen de; Dera, hama, Lazkiye, Halep, Homs ve Şam’ın çeşitli bölgelerinde yedi hafta kalması ardından, Suriye'de çok sayıda silahlı sivil gencin bulunduğunu açıklamıştı. Rusen; silahlı sivil gençlerin idlib iline bağlı Cebel el-Zaviye bölgesi ve Homs iline bağlı Resten bölgesinde çok sayıda mevzilendiklerini ifade etmişti.

Yeteri Kadar Silah Bulunduğunu Açıklamıştı

Bu arada Suriye muhalefetinden olduğunu iddia eden Muhammed Rahhal adlı kişi; Şark el-Avsat Gazetesine yaptığı açıklamada; Suriye muhalefetinin yeterli miktarda silaha haiz olduğunu ve daha fazlasına ihtiyacı bulunmadığını açıklamıştı.

Rahhal, ayrıca silahlı tugaylar teşkil etme sürecinde olduklarını eklemişti.

Teröristler Farklı Türlerde Silahlar Kullanıyor- SANA Türkçe

Fotomontajlı Sahte Gösteriler İçin Şam’dan Görüntüler Aldık- SANA Türkçe

Orduya Sivillere Okullara ve Cenazelere Ateş Açtım- SANA Türkçe

Yine Silah ve Mühimmat Yakalandı- SANA Türkçe

AB Temsilciliği Önünde Protesto Eylemi- SANA Türkçe

Suriyeli bilim adamları infaz edilmeye başlandı- YDH

YDH- Suriye’de nükleer fizik alanında araştırmalar yapan bilim adamlarına yönelik terörist saldırılara bugün bir yenisi eklendi.

İsna haber ajansı, bugün Suriye’nin Humus kentinde Evs Abdulkerim Halil adlı bir nükleer fizik uzmanının kimliği belirsiz kişilerin düzenlediği terörist saldırıda hayatını kaybettiğini bildirdi.

Fransız haber ajansı da nükleer fizik alanında araştırmalar yapan Suriyeli bilim adamı Evs Abdulkerim Halil’in bugün öldürüldüğünü duyurarak, dün de Humus’taki Baas Üniversitesi nükleer fizik bölümü öğretim görevlilerinden Muhammed Ali Akil’in öldürüldüğünü duyurdu...

Suriye şubatta seçimlere gidiyor- YDH

YDH- Suriye’deki parlamento seçimlerinin şubat ayında yapılacağı ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in anayasada değişiklikler yapmak üzere bir komisyon kurdurduğu açıklandı.

Özgür Suriye Ordusu’ndan Şam yönetimini haklı çıkaran açıklama- YDH


YDH- Suriye ordusundan ayrıldıklarını belirterek kendilerine “Özgür Suriye Ordusu” adını veren silahlı bir grup, Şam yönetimine karşı silahlı mücadele kararı aldığını açıkladı.

Wednesday, September 28, 2011

Timur Goksel to Al-Manar Website: No War Looming, Israeli Isolation Growing- Al- Manar


With the upheaval that had swept through the region, it’s doubtless that Israel is facing its most complex strategic situation in decades as Egypt and Turkey, former strategic allies, have changed policies.

The Israeli flag had been fluttering with haughtiness over Tel Aviv’s embassy in Cairo for 31 years, now it is torn down. The Israeli ambassador was forced to flee Egypt humiliated. In Turkey Israel is ostracized as Ankara expelled the Israeli ambassador and frozen all agreements with the Zionist entity as a result of the Mavi Marmara attack and Israel’s refusal to apologize for killing 9 unarmed Turks on board the ship.

Muallem Holds Meetings in NY as Arms Seized in Homs- Al-Manar

Vatandaşlarının Güvenliğini Korumadaki Sorumluluğunu Üstleniyor- SANA Türkçe


NEW YORK – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid el-Muallim Pazartesi günü BM Genel Kurulunun 66. Dönem Toplantılarında Suriye adına yaptığı konuşmada; ülkelerin koşul ve tutumlarının bu ülkelerin siyasi coğrafyalarının koşullarına, bu coğrafyadan kaynaklanan sorunlar ve gereksinimleri, karşı koymanın dayattığı tutumlar ve bedellere bağlı olduğunu vurguladı.

Konuşmasında Suriye'de mevcut durumların gerçeği ve olaylar karşısındaki tutumuna ilaveten içerden ve dışarıdan çevreleyen tutumlara ışık tutan Muallim; Suriye'nin Ortadoğu'nun kalbinde yer almasıyla birlikte bu konumunun Arap alemi ve genel olarak tüm bölgenin politikaları ve dengesinde büyük rol gerektirdiğini belirtti. Muallim bu rolünün neticesinde Suriye'nin on yıllar boyunca büyük zorluklarla karşılaştığını, seçtiği milli tutumlarından caydırılması ve bölgedeki rolünün küçültülmesi amacıyla harcanan çok sayıda çabaya karşı koyduğunu ifade etti...

...Zalim Kampanyanın Hedeflerinden Biri de Barışçı Yaşam Modelini Vurmaktır

Bakan Muallim, "Suriye bölgemize tüm toplumsal kesimleri arasında barışçı bir yaşam modeli sunmuş ulusal birliğini pekiştirmek amacıyla laiklik sistemini temel alarak semavi dinlerin ve beşeri uygarlıkların beşiği olması itibariyle asırlar boyu din ve ırk çeşitliği özelliğine sahip bir bölgenin ortasındaki konumunu göz önünde bulundurmuştur" diye konuştu.

Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Suriye'de yaşanan olaylara ilişkin objektif verilere dayanan bir analizin bu zalim saldırının hedeflerinden birinin halkımızın övündüğü bu modeli vurmak olduğunu ortaya koyacağına işaret ederek "o halde Suriye'ye yönelik basın kışkırtması, Suriye'nin bölünmesiyle sonuçlanacak büyük bir kaos yaratmak amacıyla aşırı dincilerin finanse edilip silahlandırılması nasıl açıklanabilir" diye konuştu.

Akdeniz Ülkeleri Üzerinde Hegemonya Kurulmak İsteniyor

Tüm bunların İsrail'in yayılmacı çıkarlarına hizmet etmek amacıyla Akdeniz ülkeleri üzerinde hegemonya kurma amacı taşıdığını bildiren Bakan Muallim, Suriye halkının içişlerine yönelik her türlü müdahaleyi reddetme, güvenlik ve istikrarı sağlama ve reform programını ulusal diyalog yoluyla uygulama kararlığını ifade etti.

Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı, "Suriye'ye yönelik zalim kampanyaya katılan ülkelere, hesaplarını gözden geçirme çağrısı yapıyor ve halkımız planlarınızı gerçekleştirmenize izin vermeyecektir diyorum" diye konuşarak yaşadığı krizde halkımıza destek veren, çıkarlarına zarar verilmesini engelleyip emellerini gerçekleştirmesini teşvik eden ülkelere teşekkür etti.

Filistin Devletinin Tanınması Meşru Bir Taleptir

Uluslararası toplumun yıllardır Filistinlilerle İsrailliler arasında barışı sağlama yolu olarak iki devlet çözümünü benimsediğine dikkat çeken Muallim, yıllar süren ikili müzakerelerin ardından İsrail tutum ve icraatları nedeniyle çözüm yolunda ilerleme sağlayamadığını kaydetti.

Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı, başkenti Kudüs olan Filistin devletinin işgal altındaki 1967 toprakları üzerinde kurulup tanınması amacıyla uluslararası topluma yönelmeyi meşru ve Filistin haklarını iade alma yolunda olumlu bir adım olarak nitelendirdi.

Suriye'nin uluslararası topluma bu talebi destekleme ve onaylama çağrısı yaptığını bildiren Muallim, aynı zamanda İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukasını kınadığını ve uluslararası toplumdan ablukayı kaldırması için İsrail'e baskı uygulama sorumluluğunu yerine getirmesini istediğini ifade etti.

İsrail Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına Katılmalıdır

Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı, "Suriye'nin Ortadoğu bölgesinin nükleer silahlardan arındırılmasına yönelik tutumu biliniyor ve bu tutumu sabittir. İsrail'i nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasına katılma çağrısında bulunan uluslararası kararlara uyması ve nükleer tesislerinin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından denetlenmesi gerekliliği konusunda ısrarlıyız" dedi.

Tüm ülkelerin nükleer teknolojiyi barışçıl amaçlarla kullanma hakkını desteklediklerini söyleyen Muallim nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasının bunu öngördüğünü ve bu nedenle Küba'ya yıllardır uygulanan ablukanın kaldırılması çağrısını şiddetle yinelediklerini vurguladı.

Bakan Muallim, "hepimiz daha adil ve daha güvenli bir dünya kurulmasını ümit ediyoruz. Uluslar arası örgüte bu konuda büyük bir rol düşüyor. Nüfuz sahibi ülkeler özel ajandalarına hizmet etmekten vazgeçerse bu rolü en iyi şekilde yerine getirebilir. Buna rağmen uluslararası toplumun tüm halkların umut ettiği daha iyi bir dünya yaratmak için doğru yolda yürüyeceğine inanıyoruz" diyerek sözlerini noktaladı.

Homs İlinde Silah ve Mühimmat Ele Geçirildi- SANA Türkçe

Tuesday, September 27, 2011

BBC İngilizce Muhabiri: Suriyeliler Öfkeli- SANA Türkçe



ŞAM – BBC İngilizce kanalının Şam’daki muhabiri Lyse Doucet, Şam’da hayatın normal seyrinde olduğunu ifade ederek, turist sayısında kısmi azalmaya rağmen kalabalığa ve araç trafiğinin yoğunluğuna dikkat çekti.

Şam’dan izlenimlerine yer verdiği raporunda BBC Muhabiri, “Şam’da gezdiğinizde, ortalığın insan kaynadığını hissediyorsunuz. Caddelerde araç yoğunluğu söz konusu. Bu durum dünyanın en eski kenti sayılan Eski Şam Kenti’nde hakim” ifadesini kullandı. Eski Şam’da geçirdiği süre içerisinde eski kentin her zamanki gibi çok güzel olduğuna işaret eden muhabir, göründüğü kadarıyla çok sayıda turist olmadığını belirtti.

Doucet, Şam’da bulunduğu süre boyunca, Suriye’de meydana gelen olayların hakikatinin dünyaya ulaştırılmamasından dolayı öfkesini dile getiren ve Suriye yönetiminin yanında yer aldığını vurgulayan birçok vatandaş ile sohbet etme imkanı bulduğunu kaydederek, Suriye yönetiminin açıkça onaylandığına işaret olarak asılmış birçok Suriye bayrağı ve Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad fotoğrafı gördüğüne dikkat çekti.

Emevi Camisi yakınlarında ikamet eden Şam sakinlerinin hiçbir problem olmadığını vurguladıklarını aktaran BBC Muhabiri, Suriye’de meydana gelen olaylarla ilgili Cezire ve Arabia uydu kanallarının yayınlarından halkın duyduğu memnuniyetsizliğin altını çizdi.

Lyse Doucet, Şam’da karşılaştığı herkesin, “Suriye’nin kapıları herkese açık” vurgusunu yaptığını belirtti.

NİHAT GENÇ:BİR HAYALET AĞRI OLARAK DIŞ POLİTİKADA OSMANLICILIK- ODA TV

Albayrak'ın Hanfar'a olan vefası- Sol Haber

Yenişafak yazarı Hakan Albayrak, geçtiğimiz günlerde ABD'den talimat aldığı Wikileaks belgeleriyle ortaya çıkınca istifa eden El Cezire Genel Müdürü Vadah Hanfar'ı savundu. Öyle ya, El Cezire'nin Türkiye'ye büyük hizmetleri olmuştu...



Hatırlanacağı üzere, 2 gün önce El Cezire'nin Genel Müdürü Vadah Hanfar görevinden istifa etmişti. Wikileaks tarafından açıklanan 9 Ekim 2010 tarihli ve ABD'nin Doha Büyükelçiliği'nden gönderilen belgede, elçiliğin halkla ilişkiler görevlileri ile El Cezire'nin genel müdürü Vadah Hanfar arasında yapılan bir görüşme aktarılmıştı. Belgeye göre görüşmede Vadah Hanfar, ABD'li yetkililerin "rahatsız edici El Cezire sitesi içerikleri" olarak nitelediği haberlerdeki "tonun düşürülmesi" talebini kabul etmişti.

"Arap baharı"nın Suriye, Libya ve Mısır ayaklarında "cevval" bir yayıncılık yapan El Cezire'nin, Yemen ve Bahreyn'i görmezden geldiği biliniyor. Yenişafak yazarı Hakan Albayrak da, işte bu El Cezire'yi ve eski genel müdürünü savunmak için elinden geleni yapıyor...

Monday, September 26, 2011

Inside Damascus, a city on edge- BBC News

Syria is no different from many countries across the Arab world engulfed this year in unprecedented protests.

But getting in to tell this story has been far more difficult. Reporting restrictions means there have been few journalists here to witness this story firsthand.

A rare official permission to enter means we can now report from the ground, albeit with a government minder at our side on the streets.

The roads of Damascus are still choked with traffic. The ancient old city, with its maze of narrow alleys, hasn't lost its charm or bustle.

Syrians still throng the cobbled streets in the covered markets, browsing in stalls selling everything from fashionable head scarves to the latest fashion in tight-fitting sequined jeans...

Halk Bilincini Yayma ve Aşırıcılığa Karşı Koymada Önemliler- SANA Türkçe


ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad bu sabah; Doğudaki muhtelif kiliselerin temsilcilerinden oluşan Doğu Hıristiyanları Asamblesi heyetiyle bir araya geldi.

Görüşmede el-Esad; Asamblenin hedef ve faaliyetlerine ek olarak 1. Doğu Hıristiyanları Konferansına yapılan hazırlıklar hakkında heyet üyelerinden bilgi aldı.

El-Esad; din adamlarının halkın saflarında bilinci yayma ve ulusal birliği pekiştirmekle birlikte aşırıcılığa karşı mücadele etmede din adamlarının önemli bir role sahip olduklarını belirtti...

Harvard website hacked by Syria protesters- BBC News

İbret olsun (Hüsnü Mahalli- Akşam)

Zaman zaman El-Cezire'nin ne denli tehlikeli bir televizyon olduğunu anlatıyor ve bu televizyonun yönetiminde CIA işbirlikçilerinin varlığına dikkat çekiyordum. Bu televizyonun Arapça versiyonu bölgedeki son gelişmeler karşısında resmen bir CIA operasyon merkezi gibi çalışıyor. Ben bunları söylerken zekası kıt ve çıkarı yüksek bazıları El-Cezire'yi savunma gereğini duyuyor ve beni yalancılıkla suçluyordu. El-Cezire'nin Genel Müdürü Hanfar ise Türkiye'deki dostlarını kullanarak TRT- Arapça'daki programımı iptal ettiriyor ve susturulmam için elinden geleni yapıyordu.

Onlara yanıt benden değil o savundukları El-Cezire'den ve yoğun dostane ilişkiler içinde oldukları Genel Müdür Vaddah Hanfar'dan geldi. Meğer beyefendi uzun yıllardır Amerikan İstihbaratı ile çalışıyormuş ama karşılığını da almış...

Beş Şehide Son Görev- SANA Türkçe



HOMS – Homs ilinde silahlı terör gruplarının saldırısıyla yaşamlarını yitiren ordu ve güvenlik güçleri mensubu 5 şehit bugün Homs Askeri Hastanesinde düzenlenen resmi bir törenle toprağa verilmek üzere memleketlerine uğurlandılar.

Çelenkler ve sloganlarla omuzlar üzerinde taşınarak uğurlanan şehitlerin isimleri:

Astsubay Üstçavuş Ahmet Şaban Mahmut (Tartus)

Astsubay Çavuş Adnan Muhammed Abdülkerim (Homs)

Astsubay Çavuş Maan Ahmet Salih (Homs)

Uzman Çavuş Muhammed Hasan el-Havş (Şam Çevre Kent)

Şehitlerin bayrağa sarılı cenazelerin slogan ve zılgıtlarla omuzlar üzerinde cenaze arabalarına taşınırken ordu bandosu şehit ve veda marşlarını çaldı.

Törene katılan şehit yakınları şehitlerle onur duyduklarını dile getirerek Suriye halkının vatanını hedef alacak her türlü komploya karşı koyma gücüne sahip olduğunu vurguladılar.

Kanlı, kârlı; mezhep savaşları (1) (Selcan Taşçı- Yeni Çağ)



Orta Doğu’daki 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesini öngören BOP’un Eş Başkanlığı’na atanan Tayyip Erdoğan’dan sonra bir “kutsal misyon” da Ahmet Davutoğlu’na; Türkiye Cumhuriyeti’nin Neo-Osmanlıcı Dışişleri Bakanı, Hillary Clinton ile birlikte Küresel Anti-Terörizm Forumu’nun Eş Başkanlığını yürütecek. İkilinin ilk hedefi “demokrasiye geçiş sürecindeki ülkelerde kökten dinci terörizmi ve aşırılıkları önlemek”, BOP yolunu temizlemek yani! Malum, demokrasi “BOP Orduları”nca taşınıyor bu coğrafyaya... Demek ki Clinton’la Davutoğlu da bu “fetih”in yeni “öncü birlikleri” !

Yine Silah ve Askeri Üniformalar Bulundu.. Bomba Etkisiz Hale Getirildi- SANA Türkçe

Terör Tuğgeneral ve Üniversite Öğretim Üyesini Hedef Aldı- SANA Türkçe



HOMS – İDLİB – Homs Kimya Fakültesinden Kurmay Tuğgeneral Nail el-Dahil bugün işinden dönerken Feyruze kavşağında uğradığı terör saldırısında şehit düştü.

Diğer yandan silahlı bir terör grubu Homs Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde öğretim üyesi Dr Ali Akil'e el-Mühendisiyn kavşağında ateş açıp keskin bir aletle vurarak şehit etti.

Bununla birlikte silahlı iki terör grubu Homs'un el-Bayyada semtinde Al Reşi ailesinden iki kişiyi kaçırarak bilinmeyen bir yere götürdüler.

Aynı zamanda Homs Semtler Komitesi Başkanı Mervan Murii, silahlı teröristler tarafından kaçırılmaya çalışıldığı sırada bacağından yaralandı.

ORHAN BURSALI YAZDI: SURİYE'YE SAVAŞ KAPIDA- ODA TV



Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, NATO'nun Libya'ya düzenlediği operasyonunun ardından sıranın Suriye'ye geldiğini yazdı. Bursalı, kaleme aldığı yazısında şunları “Batı silah sanayii, NATO’nun yok etmesi gereken başka ülkeleri de gösteriyordur. Libya gitti, sırada kim var demeyin: Öncelikle Suriye! Erdoğan ile Obama bu konuda anlaştı! Suriye ordusunun ne kadar silahı varsa, hepsi yenilenecek demektir.” dedi...

Sunday, September 25, 2011

More Economic Pressure. Assad Will be Ousted “Sooner or Later”?...- Syria Comment

Terör Kurbanı 7 Şehidimiz Memleketlerine Uğurlandı- SANA Türkçe



Muallim New York’ta Yoğun Temaslarda Bulunuyor- SANA Türkçe

Patlayıcı ve Mühimmat Yüklü Araç Yakalandı- SANA Türkçe

HOMS – Güvenlik birimleri bugün sabah saatlerinde Homs kentine yakın Tel el-Şovr Köprü kavşağı civarlarında patlayıcı ve mühimmat yüklü Daewoo marka beyaz bir araç yakaladı.

Askeri bir kaynak yakalanan araçta şiddetli parça tesirli her biri 15 kg ağırlığında iki adet el yapımı bomba ve yine her biri 6 kg ağırlığında 2 TNT torbası bulunduğunu açıkladı.

Kaynak aynı zamanda söz konusu araba içinde pompalı silah için 25 kutu fişek ve fişek doldurmaya has 8 kg ağırlığında bir kutu ele geçirildiğini ekledi.

Syria: The revolution will be weaponised- Al-Jazeera

Al Jazeera special correspondent Nir Rosen spent seven weeks travelling throughout Syria with unique access to all sides. He visited Daraa, Damascus, Homs, Hama, Latakia and Aleppo to explore the uprising and growing internal conflict. In the first article of his series he meets with leaders of the armed opposition in Homs. Names of some of the indivduals quoted have been changed to protect their identities.

Kanlı saldırının ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı- Milliyet

SİİRT’in Pervari İlçesi’nde Belenoluk Jandarma Karakolu’na dün akşam roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldıran PKK’lı teröristler, karakolu ele geçirmek istedi ve çatışmada boyunca da askerlerin ateşinden kurtulmak için 80 metre uzaklıkta bulunan ilköğretim okulu lojmanındaki öğretmenleri kalkan olarak kullandı. Karakolu canları pahasına savunan askerler, teröristlerin karakola girmesini engellerken, aralarında karakol komutanın da bulunduğu 6 asker şehit oldu, 11 asker de yaralandı. Aralıklarla yaklaşık 10 saat süren ve askerlerin lojmandaki öğretmenlere zarar gelmemesi için teröristlere bir süre karşılık veremediği çatışmada 1’i kadın, 3 terörist öldürüldü.

Terör Kurşunlarıyla Bir Doktor Bir Polis Şehit Düştü- SANA Türkçe

HOMS – Silahlı terör gruplarının saldırısı sonucu bu saban Homs Devlet Hastanesi Cerrahi Bölümü Başkanı Hasan Eyd şehit düştü.

polis kaynaklarının yaptığı açıklamada Doktor Eyd’in evinden hastanedeki işine gelmek üzere arabasına bindiği sırada silahlı terör grubunun saldırısına uğradığı ifade edilerek bu saldırı sırasında aldığı kurşun yaraları sonucu Doktor’un şehit düştüğü ifade edildi.

Homs kırsal kesiminde Kseyr semtinde ise silahlı terör grubunun kurduğu pusuda ambulans aracına eşlik eden Polis şehit düşerken ambulans şoförü yaralandı.

Konuyla ilgili polis tarafından yapılan açıklamada hastaneye sivil vatandaşlar tarafından yapılan bir ihbar üzerine yola çıkan ambulans aracının olay yerine ulaşmadan bir süre önce silahlı terör grubu tarafından yoğun bir ateşe maruz kalması sonucu ambulansa eşlik eden Polis Yusuf Yusuf’’un9 şehit düştüğü ifade edildi.

Jandarma karakoluna hain saldırı- Yeni Çağ

Suriye halkı Türk mallarını boykota başladı- YDH

Dört Terörist Muarratulnuman’da İşledikleri Cinayeti ve Saldırıyı İtiraf Etti- SANA Türkçe


ŞAM – Suriye Televizyonu dün gece, Suriye Milli Toplum Partisi Muarratulnuman Temsilcisi Eczacı Semir Kanatiri’yi şehit etme, güvenlik müfrezesine saldırı, kamu kurumlarını yakma ve yol kesme eylemlerine karışan dört teröristin itiraflarını yayınladı.

Birinci İwas’ın Papa Tahtına Geçişinin 32. Yıldönümü Kutlandı- SANA Türkçe



Suriye’de Silahlı Çetelerin Bulunduğu Gerçeğini Onayladı- SANA Türkçe

Redrum: CNN ve Cezire’nin Suriye Raporları Yalandır- SANA Türkçe



ŞAM – ABD’nin Chicago eyaletindeki Ortodoks Kiliseleri Patriği Henry Ridrum, Suriye’de birçok bölgeyi ziyaretinde huzur, güven ve güvenliğe tanık olduğunu ve CNN ile Cezire’nin Suriye’de meydana gelen olaylar ile ilgili yayınlarının yalandan ibaret olduğunu vurguladı.

Suriye genelkurmay başkan yardımcısı öldü- YDH

Türk Solu ve Halkı Suriye’ye Dış Müdahaleyi Reddediyor- SANA Türkçe

Monday, September 19, 2011

Suriye’nin Rejimi Nasıl Dönüşecek?- BÖLÜM 2- Yasin ATLIOĞLU


Suriye’nin Libyalaşması Dışında Alternatif Yok mu?

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Siyasî ve Basın Danışmanı Buseyna Şaban, geçen hafta Moskova ziyareti sırasında Rus yetkililerle yaptığı görüşmelerde Suriye’nin Libya gibi olmayacağına vurguladı ve reformların barışçıl bir atmosferde uygulanıp demokratik seçimlerin gerçekleşeceğini söyledi. Rus yetkililer ise Suriye’nin istikrarını önemsediklerini ve bu ülkeye yönelik iç ve dış saldırılara karşı olduklarını bir kez daha ifade etti. Rusya Başkanı Dmitry Medvedev, Suriye’deki muhaliflerin dikkatle ele alınması gerektiğini ve muhalifler arasında demokratik reformları isteyenler dışında bazı radikal silâhlı grupların olayları terörize ettiğini vurguladı. Rusya ile birlikte Çin, İran, Hizbullah ve Hamas Suriye yönetimine desteğini ülkedeki ayaklanma boyunca sürdürdü. Tabi Suriye’deki ayaklanma ve rejimin değişmesi ihtimali sadece Suriye’yi değil Orta Doğu alt sistemindeki güç dengelerini etkileyecek bir potansiyele sahip. Bu güç dengeleri, aktörler arasında karşılıklı çıkar hesaplarına dayalı tavizkar veya sert dış siyaset hamlelerini içinde barındırabilmektedir. Bu yüzden Orta Doğu alt sistemindeki son gelişmeleri, demokrasi isteyen halk ile otoriter yönetimler arasındaki bir mücadele olarak okumak Suriye’nin ve bölgenin yakın geleceğine dair öngörülerde yanılgılara düşülmesini kolaylaştırmaktadır.

NOT: Makalenin tamamını okumak için başlıktaki linki tıklatınız.

National Dialogue in Governorates, Universities: Enhancing National Unity, Preserving Independent National Decision- SANA

Mısırlı laikler de Erdoğan’a öfkeli- YDH

...Mısır’da yayımlanan el-Yevmu’s- Sabi gazetesinin haberine göre Mısır Ulusal Partisi Lideri Talat Sedat, Mısır Başbakanı İsam Şeref’i “Amerikancı İhvancı”, Başbakan recep Tayyip Erdoğan’ı da “siyasi komisyoncu” olmakla suçladı.

Partisinin kuruluş yıldönümünde bir konuşma yapan eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın oğlu Talat Sedat, Başbakan Erdoğan’ın Mısır ziyaretini eleştirerek “Erdoğan’ın Mısır ziyaretinin hedefi, Amerikalılara ve Avrupalılara Mısır’ın halkının ve anahtarının kendi cebinde olduğunu göstermek ve Türkiye’nin AB’ye üye olarak kabul edilmesini sağlamaktı” dedi.

Mısır Başbakanı İsam Şeref’i “Amerikancı İhvancı”, Başbakan Erdoğan’ı ise “siyasi komisyoncu” olmakla suçlayan Talat Sedat, “Ben, Türkiye’ye gittim, oradaki kadınlar tesettürsüz, açık ve çıplak olarak restoranlarda İsrailli turistleri ağırlıyorlar” dedi...

Laricani: Türkiye daha sorumlu davranmalıdır- YDH

...Bölgesel gelişmelere ve Türkiye’nin Suriye karşısındaki tutumuna değinen İran Meclis Başkanı Ali Laricani, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve Türkiye’nin İran’ın dostu olduğunu; ancak Türk yetkililerin bölgesel devrimler ve Suriye konusunda daha sorumlu davranması gerektiğini söyledi...

Writing a New Syrian Constitution (Sami Moubayed- DP News)

Imad Moustapha interview on CNN- Youtube

Syrian TV Station Accuses Al Jazeera of Fabricating Uprising- The New York Times

A YouTube channel called the Syrian Interpreter has posted a subtitled recording of the Syrian television station Addounia TV claiming in a Sept. 9 broadcast that the news station Al Jazeera has built enormous “cinematic replicas” of Syrian cities and squares in the Gulf state of Qatar in order to fabricate the uprising in Syria.



Why many Syrians still support Assad- The Christian Science Monitor

Sunday, September 18, 2011

Erdoğan'ın vicdanı hiç mi sızlamıyor? (Arslan Bulut- Yeni Çağ)

Hatay'dan Suriye'ye Bisikletle "Barış ve Dostluk" Turu- Haberler

Hatay Suriye Dostluk Derneği Başkanı Mahmut Sönmez, Suriye'ye hareketi öncesi Antakya Belediye binası önünde yaptığı açıklamada, Suriye Türkiye Dostluk Derneği ve Suriye Gençlik Birliği'nin davetlisi olarak bisiklet turunu düzenlediklerini söyledi.

Daha önce dernek organizasyonuyla bu etkinliği yapmak istediklerini anımsatan Sönmez, ancak dernek üyelerinin bazılarının pasaportu olmadığı için Hatay Valiliğinden gerekli izinleri alamadıklarını ve bu nedenle etkinliği bireysel olarak gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Bisiklet turuna katılan herkesin kendi sorumluluğunda etkinliğe katıldığını vurgulayan Sönmez, "Bireysel olarak tura katılan 8 bisikletlimizle birlikte Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilveözü Sınır Kapısı'nda Suriye Türkiye Dostluk Derneği ve Suriye Gençlik Birliği üyeleriyle buluşacağız. Daha sonra onlarla birlikte 120 kilometrelik uzaklıktaki Halep'e gideceğiz. Bir gün Halep'te kaldıktan sonra geri döneceğiz. Amacımız, Ortadoğu'da barış ve dostluğa dikkat çekmek. Suriye'nin istikrarı Türkiye'nin istikrarı demektir. Bu nedenle orada barış ve dostluğun olması önemli. Suriye bizim için Ortadoğu'ya açılan çok önemli bir ekonomik kapı" diye konuştu.

Sönmez, etkinlikle ilgili herhangi bir endişelerinin bulunmadığını, yıllardan bu yana Halep'e gittiğini ve herhangi bir sorunla karşılaşmadığını vurguladı.

Sönmez, turla ilgili İl Emniyet Müdürlüğünün gerekli tedbirleri aldığını da kaydetti.

Daha sonra Sönmez ve beraberindeki bisikletli 8 kişi, Suriye'nin Halep kentine gitmek üzere hareket etti.

MOSSAD Ajanı İtiraf Etti- SANA Türkçe



ŞAM – İsrail İstihbarat Cihazı MOSSAD adına çalışan İyyad Yusuf Anaim, MOSSAD subaylarının baskılarıyla nasıl casusluğa başladığını ve tutuklanıncaya dek Suriye'de nasıl bilgi topladığını anlattı.

1976 doğumlu olduğunu söyleyen İsrailli casus Suriye televizyonunun dün yayınladığı itiraflarında Filistin ve Ürdün vatandaşlığına sahip olduğunu söyledi.

Anaim, 2006 yılında kız kardeşinin nişanına katılmak için memleketine gittiğini ifade ederken, nişan töreninde Muhammed adlı bir şahısla tanıştığını ve daha sonra aralarındaki iletişimle diyalogun geliştiğini ifade etti.

Kendisinin yolculuğu sevmesi nedeniyle havayollarında çalıştığını ifade eden Anaim; Muhammed adlı şahsın da uçak ve benzeri konulara ilgisi olduğunu, bu konuda güzel bilgilere sahip olduğunu kaydetti.

Daha sonraki bağlantılarında Muhammed’in İslami Cihattan olduğu ve füzelere büyük ilgi gösterdiğini öğrendiğine işaret eden Anaim; füze menzillerini geliştirme ihtiyacında olduğunu, bu konuda ortak çalışmalarda bulunabileceklerini söylemesi ardından kendisinin sakınca görmeden kabul ettiğini ekledi.

Anaim, daha sonralarda Muhammed’in kendisini başka şahıslarla tanıştırdığını ve onlarla füze üretimi alanlarında çalışmalara başladığını belirtti.

Bir ara tanıştığı şahıslardan Abdullah adında biriyle arabada giderken İsrail askerlerinin kendilerini yakaladıklarını söyleyen Anaim; tutuk esnasında tanıştığı bu insanlardan ayrıldığını ifade etti.

Anaim; cezaevinde 3 aylık bir süre içinde İsraillilerin kendisine her türlü sorgulama yöntemini uyguladıklarını kaydederek, MOSSAD adına çalışması için büyük baskı gördüğünü söyledi. Düştüğü bu çıkmazdan çıkmanın yolu olarak MOSSAD ile çalışmayı kabul ettiğini ifade eden Anaim; daha sonra Muhammed ve Abdullah adlı şahısların MOSSAD adına çalıştıklarını öğrendiğini ekledi.

Suriye televizyonunun yayınladığı itiraflarında MOSSAD ajanı Anaim; Lazkiye üniversitesinde felsefe bölümü okuduğunu, daha sonra ailesini görmek için gittiği Filistin topraklarında bir kaç şahısla tanıştığını anlattı.

2006 yılının ortalarında MOSSAD hesabına çalışmaya başladığını ifade eden casus Anaim, 2007 yılının başlarında Suriye'ye gönderildiğini söyledi.

Anaim; Suriye'ye gönderilmeden önce MOSSAD’tan Davut adlı bir subay ve yanındaki grup tarafından Kudüs kentinde eğitildiğini belirtti.

Kentin Demografik Yapısına Önem Veriyorlardı

Suriye'ye geldiğinde Lazkiye kentine gittiğini ve orada öğrenim bahanesiyle ikamet ettiğini ifade eden Anaim; MOSSAD’ın kendisinden kentin sosyal yapısı, halka ilişkin bilgiler, dinleri ve mezhepleri, nelerle uğraştıkları gibi bilgi toplamasını talep ettiklerini ekledi.

Anaim; kendisini gönderen MOSSAD subaylarının en çok Lazkiye’nin demografik yapısına önem verdiklerini belirterek, bu konuda mümkün olduğunca bilgi toplamasını istediklerini söyledi.

MOSSAD subaylarının talebi üzerine 04-02-2008 tarihinde Lübnanlı Hizbullah Partisi ve Filistinli Hamas Hareketine ait merkez ve yerleri araştırmak için Şam’a geldiğini belirten Anaim, Şama geldiğini ve saatler süren aramadan sonra istediklerini bulamadığını söyleyerek Lazkiye’ye geri döndüğünü anlattı.

Anaim; bu amaçla Şam’a üç defa gönderildiğini söyleyerek en son geldiğinde kendisine ara sokak adı ve bina tarifi gibi ayrıntılı bilgiler verdiklerini açıkladı.

Aynı Araç Muğniye’nin Suikastında Kullanıldı

MOSSAD subaylarının kendisinden Şam’daki bir ara sokak içinde bulunan bir dairenin önünde gümüş renkte Pacero marka bir aracın durup durmadığından emin olmasını talep ettiklerini belirten Anaim, bunun üzerine emin olduğunu ve araç plakasını aldığını söyledi. Anaim; aynı aracın Hizbullah komutanlarından İmad Muğniye’ye karşı düzenlenen suikast eyleminde kullanıldığını belirtti.

Casus Anaim; MOSSAD subaylarının kendisinden Lazkiye ve Tartus limanları hakkında ayrıntılarıyla bilgiler toplamasını istediklerini, gelen gemiler, gemilerin yükleri, nerden ve nereye gittikleri, yük boşaltımında elektriklerin kesilip kesilmediğini, liman kapasiteleri gibi bilgiler istediklerini söyledi. Aynı zamanda irtibatlarında şifrelerle konuştuklarına işaret ederek, daha önceden kendileri arasında bir şifre dilinin mevcut olduğunu ekledi.

İşgal altındaki Filistin topraklarında MOSSAD subaylarıyla bir çok kez bir araya geldiğini kaydeden Anaim; aralarından isim olarak sadece Davut adında bir subayı tanıdığını, diğerlerinin adlarını bilmediğini söyledi.

Casus Anaim; konuşmasının bitiminde Suriye güvenlik güçleri tarafından tutuklanıncaya dek MOSSAD adına çalıştığını belirtti.

Camiye Sığınmamıza Rağmen Yine Bize Ateş Edildi- SANA Türkçe


Camide Namaz Kılarken Kaçırdılar ve İşkenceyle Asılsız Şeyler Söylettiler- SANA Türkçe



İDLİB – Astsubay Üstçavuş Selahattin Kel Ömer; İdlib kentinde bir mescidin içinde namaz kılarken silahlı terör gruplarının kendisini nasıl kaçırdıklarını, fitne ve provokasyon medya kanallarına göndermeleri amacıyla yalan açıklamalarda bulunması için nasıl darp ve işkence ettiklerini anlattı.

Bu akşam Suriye televizyonuna konuşan Ömer; İdlib kentindeki Şeyh Halil Mescidinde namazını kılması ardından bir gösterinin yapıldığını ifade ederken, yaklaşık 8 kişilik bir grubun kendisine kimliğini sorduklarını söyledi. Onlara sürücü belgesini göstermesine rağmen kabul etmediklerini ve sivil kimlik kartı talep ettiklerini belirten Ömer; üstünü aradıklarını ve askeri kimliğini gördüklerini ekledi.

Ömer; askeri kimliği görmeleri ardından “güvenlik güçlerinden bir kişiyi yakaladık” diye bağırmaya başladıklarını ifade ederek, ellerini ve gözlerini bağlamaları ardından motosiklet üzerinde kendisini İdlib kentinin dışında bir çiftliğe götürdüklerini söyledi.

Çiftliğe götürülmesi ardından darp ve işkenceyle asılsız açıklamalarda bulunmasını talep ettiklerini belirten Ömer; Askeri Güvenlik Şube başkanından sivillere ateş açma emri aldığını söylemesini istediklerini ve onun video görüntülerini aldıklarını ekledi.

Ömer; savaş tüfekleri, sopalar ve değişik kesici aletler taşıyan terör gruplarının istediklerini söylerken kendisini görüntülemeleri ardından dağ cemaatinin kendisini almaya geleceklerini söylediklerini ifade etti.

MİT teröre karşı operasyon yapmalı!- Vatan

MHP’nin stratejist milletvekili Sinan Oğan, ‘MİT’e operasyon yapacak özel bir birim verilmeli ve istihbaratın ardından örgütün üst düzeyine operasyonlar düzenlenmeli’ diyor. Oğan’a göre devlet-PKK görüşmesini sızdıran olağan şüpheliler ise MOSSAD ve PKK..

...Türkiye, Suriye’ye askeri bir müdahale yapabilir mi?


Aklı başında hiç kimsenin böyle bir maceraya girmemesi lazım. Ama “Sabrımızın sonuna geldik”, “Bizim iç işimizdir” açıklamaları da durduk yerde yapılmadı. Türkiye bugün “Suriye’ye asker sokacağım” demiyor ama, batıyla hangi pazarlıkların içinde olduklarını bilmiyoruz. Demek ki bir takım vaatler var. Diplomat Dergisi’nin Pentagon muhabiri bana “Suriye’ye ne zaman müdahale edilecek?” diye soruyorsa, durduk yere sormuyordur. Büyük endişe duyuyorum. Bir bakarsınız bir başka provokasyonla kendimizi Suriye’de bulmuşuz. Suriye’ye müdahil olmamız demek, İran’la ve Hizbullah’la doğrudan karşı karşıya gelmemiz demektir. İsrail-ABD ittifakı bir taşla iki kuş vurabilir. Mesela Apo’nun Suriye maceralarını içeren fotoğrafları basında durduk yerde mi çıktı?...

Friday, September 16, 2011

Suriye ve Bölge Hakkında Çok Çarpıcı Bir Röportaj: Kenan Çamurcu- ABNA



Suriye’deki isyanlar boyunca sokakta ABD ve İsrail'e itiraz yoktu, batılı sömürgeciler sokaktaki öfkeden nasiplerini almadılar. Halbuki başlarındaki diktatörleri uzun yıllardır orada tutan, onları koruyup destekleyen liberal demokrasi dünyasının güçleriydi… Bahreyn'deki isyanı Şii özelliğiyle, diğerlerini Sünni olarak niteleyen cahiller veya hainler, böylelikle Bahreyn'de batı vesayet sistemine yapılan güçlü itirazı gözlerden kaçırmış olabiliyorlar… Mısır ve Tunus'ta batı vesayet sistemi kurtarıcı görüldüğü için oradaki isyan batı dünyasınca destekleniyor, Bahreyn ve Yemen'de batı vesayet sistemi lanetlendiği için batı dünyası buralarda sokağın katliamlarla bastırılmasına destek oluyor, halka ve isyana karşı diktatörlükleri destekliyor. Batı vesayet sisteminin ve onun ajanları Suudi saltanatı, Hariri, Katar ve Ürdün'ün tek ilgilendiği, Suriye'nin İran-Hamas-Hizbullah ittifakından çıkıp batı vesayet sistemine girmesidir. Mesela Yeni Şafak'taki meczup yazar (Hakan Albayrak), öyle anlaşılıyor ki, Soros'un "ihraç ürünü" dediği…

Syrian Dissident Harmoush: I was Betrayed, Army Defection a Plot- Al-Manar

The dissident Major Hussein Harmoush admitted in a testimony broadcast on the Syrian TV on Thursday that he had been contacted by Muslim brotherhood members, Zouheir al-Siddiq, Mohammad Rahal, Abdul-Halim Khaddam, his two sons, and the office of the former Vice President Rifaat al-Assad, in addition to calls from radical cleric Adnan Araour and political dissent Borhan Ghalyoun after he defected from the Syrian Army on June 6, 2011. They promised him with money and gear, but got nothing...

Harmuş Suriye'de konuştu: Silahlar Türkiye'den kaçırılıyordu- Sol Haber

Bir süredir nerede olduğu tam olarak bilinmeyen Suriyeli muhalif yarbay Hüseyin Harmuş, Suriye devlet televizyonuna "itiraf"larda bulundu. Harmuş, Türkiye'ye ayak bastığı andan itibaren birçok muhalif grubun kendisiyle irtibat kurduğunu, ancak vaatlerinin yalnızca lafta kaldığını söyledi.

'Kampta kayboldu Suriye'den çıktı'- Radikal

Hatay'daki kampta 'kaybolan' muhalifin eşi Radikal'i aradı: Eşim Suriye'deymiş. İngiliz Guardian gazetesi ise, Harmuş'un 9 PKK'lı karşılığında Suriye'ye iade edildiğini yazdı...

'Suriyeli yarbay PKK'lılarla takas edildi' iddiası- BBC Turkish

Suriye muhalefeti, Türkiye'nin, muhalefet hareketin en tanınmış isimlerinden birini Şam yönetimine iade ettiğini öne sürdü...

El-Harmuş: Hiçbir Emir Almadım... Ticaretimi Yaptılar- SANA Türkçe



...Kendisinin ülkeye kaçak yollardan silah geçirilmesi çalışmalarından sorumlu olduğunu belirten el-Harmuş; İbrahim Ğelyon’un kendisini iki kere aradığını bunun dışında Haddam, Rıfat el-Esad, Muhammed Rehhal ve Müslüman Kardeşlerin kendisini defalarca aradığını beyan etti.

Bunun dışında Şeyh Adnan Arur’un da kendisini aradığını belirten el-Harmuş; Arur’un kendisine hazırlanan proje ve nasıl uygulanacağı hakkında sorular sorduğunu söyleyerek Arur’un kendisine ordu ve ordudan bölünmesiyle ilgili ve daha birçok konuda sorular sorduğunu dile getirdi...

Thursday, September 15, 2011

Suriye için yeni isyan provası- YDH

YDH- Suriyeli rejim karşıtları, bugün İstanbul’da yeni bir Ulusal Konsey kurarken, facebook üzerinden de olayların başlamasının 6. ayı münasebetiyle geniş kapsamlı gösteri çağrıları yapılıyor...

Suriye’nin Rejimi Nasıl Dönüşecek?- BÖLÜM 1- Yasin ATLIOĞLU


1970’lerden bu yana Orta Doğu coğrafyasına yapılan siyasî ve askeri dış müdahaleler, farklı ülkelerde içerikleri büyük ölçüde benzer bir şekilde doldurulan üç ayrı kavramın uluslararası ilişkiler literatürüne girmesine neden oldu. Bunlar: “Lübnanlaşma”, “Iraklaşma” ve son zamanlarda “Libyalaşma”. 2011 yılının başından beri Orta Doğu coğrafyasında ortaya çıkan halk ayaklanmaları, Mart ayından itibaren Suriye’yi de etkisi altına alarak Suriye’nin geleceğine yönelik beklentilerde bu üç kavramın sıkça dile getirilmesini sağladı. Suriye’nin güneyinde başlayan hükümet karşıtı protesto gösterileri, kısa sürede silâhlı illegal grupların şiddet eylemleri ve uluslararası medyanın yarattığı dezenformasyon sayesinde ülkede güvenlik ve devlet otoritesini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir halk ayaklanmasına dönüştü. Bu süreçte Suriye güvenlik güçlerinin disiplin, ekipman ve bu tarz ayaklanmalara müdahale konusunda yetersizlikleri de açıkça ortaya çıktı. Özellikle ayaklanmacılar arasına sızan silâhlı illegal gruplarla güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar, meydana gelen olaylardaki şiddet ve ölü sayısını yükseltti.

Suriye’nin içindeki bu şiddet olayları ve istikrarsız ortam ülkenin toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını tehdit edecek boyutlara ulaşıp Türkiye üzerinde doğrudan etkiler bırakacak bir bölgesel kaosun habercisi haline gelebilir. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır ziyareti sırasında “Suriye’de bir Sünnî-Alevi savaşı çıkmasından korkuyorum” ve “Esad’a güvenim kalmadı” açıklaması, uluslararası medyada Türkiye’nin Suriye ile bağlarını tamamen koparması olarak yorumlandı. Tabi Başbakan Erdoğan’ın bu söylemi, bölge halkları düzeyinde onun siyasi popülaritesini daha da yükseltmeye yönelik bir adım olarak algılanabilir. Fakat bu açıklamadaki mezhepçi vurgunun Türkiye’nin bölgesel çıkarları ve ülke içi toplumsal dengeleri açısından vahim sonuçlar ortaya çıkarabilme potansiyeline sahip olduğu da göz ardı edilmemelidir. Diğer yandan Başbakan Erdoğan bu açıklamayı yaparken ünlü bir Türk otel zincirinin Suriye’de dördüncü otelini açmak için antlaşma imzalaması ve hemen ardından Haziran ayında Suriye’de 120 güvenlik gücünün öldürülmesinden sorumlu Hüseyin Harmuş’un Antakya’da kaçırıldıktan sonra Türkiye tarafından Suriye yönetimine teslim edildiği iddiaları, Türk hükümetinin Suriye siyaseti konusunda büyük bir kafa karışıklığını beraberinde getirmektedir. Suriye’de çıkabilecek bir iç savaşın Türkiye’de PKK terör örgütünün faaliyet alanını daha da genişleteceğini gören Türk hükümetinin Suriye’ye karşı yeni bir söylem benimsemesi mümkün görünüyor. Aksi halde Batılıların “Arap Baharı” dediği ayaklanmalar başladığından beri Türk güvenlik güçlerini hedef alan PKK terörünün Suriye’deki silâhlı gruplar gibi kurtarılmış bölgeler oluşturmaya yönelmeleri kuvvetle muhtemeldir. Bu gelişmeler bağlamında Suriye’nin yakın geleceğine yönelik Lübnanlaşma, Iraklaşma ve Libyalaşma iddialarını ve bu iddiaların Türkiye’de ortaya çıkaracağı etkileri ele almaya çalışalım.

NOT: Makalenin tamamını okumak için başlıktaki linki tıklatınız.