"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Sunday, September 04, 2011

Küresel Muhbirler ve 'Barışçıl' Gösteriler! (Banu Avar- Güncel Meydan)


Önce medya savaşı başlatılır! Yalan haberler ortalığa saçılır. Hedef ülkenin içinde bulunduğu durum, etnik ve mezhep çelişkileri iyice incelenir. Sonra bunları besleyip örgütleme aşamasına geçilir. Batı müttefiki komşu devletler, harekete geçirilir. Görevli muhbir/muhabirler gerekli politik/psikolojik iklimi hazırlayan yazıları yayarlar…

Phil Sands’in yazısı bunlardan biri. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayınlanan National gazetesinde 30 Ağustos tarihinde yayınlandı... Başlığı ‘Birileri, Suriye’ye müdahale ve savaş korkusu içinde!’

Şam’da görüştüğü ‘muhalif’lerin Suriye’ye bir müdahalenin kaçınılmaz olduğunu düşündüklerini, hatta bunu istediklerini yazıyor!

‘Arap Ligi ve Türkiye’nin Suriye’ye karşı safları sıklaştırdığına’ değiniyor. Abdullah Gül’ün reformlar için, ‘Çok yetersiz ve çok geç!’ dediğini alıntılıyor.

Bir Suriyeli gazetecinin, ‘Eğer Suriye’de baskı ve katliam devam ederse, Türkiye ve Arap devletleri müdahale edecek ve Esad’ı bitirecektir!’ dediğini de vurguluyor!

Phil Sands’i onlarca ‘görevli yazar’ izliyor. Bir anda küresel medya bu haber ve makalelerle dolup taşıyor. İki gün içinde tüm ekran ve gazetelerde ‘görevliler’ bu fikri tartışıyor!.....



...Phil Sands şimdilerde Suriye raporları yazıyor!

...Suriye’ye müdahale için rüzgar estiren koca bir küresel medya ordusunun neferlerinden biri… Zavallı ‘muhaliflerin, Esad’ın ordu gücü önünde nasıl ‘barışcıl’ barışcıl gösteri yaparken vurulduklarını anlatıyorlar… Yüzlerce ordu mensubunun kol ve bacakları kesilip işkence altında can verdiklerine pek değinmiyorlar. İşkenceyle öldürülmüş onlarca polisin kan fışkıran bedenlerinin köprü üzerinden Asi nehrine fırlatıldıklarını da yazmıyorlar. Yakılan polis karakolları, ordu evleri de ilgi alanlarına girmiyor! Onlar Suriye’de düğmeye basılıp ortaya çıkan ‘muhalif’ cenahın basın sözcüleri olarak görev yapıyorlar...