ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad bugün öğleden önce Şam Üniversitesi Konferans Salonunda Suriye'deki durumların yanı sıra yerel ve bölgesel gündemi ele alan bir konuşma yaptı. El-Esad konuşmasında:
Uzun zamandan beri basından uzaklaştığımı biliyorum.. fakat vatandaşlarla sürekli ve direk iletişimde kalmam açısında bu gibi buluşmaları özledim.. sözlerimin kamuoyunun söylediğine dayalı olması amacıyla, günü birlik olarak durumları yakından takip ediyor ve verileri kaydediyordum..
Tabiliğimizin adresi ve zor günlerimizde güvenimiz olarak kalacak, Arap selamıyla sizleri selamlıyorum.. öyle ki bu Araplığın, sevgi ve enerjiyle çarpan yüreği olarak kalacağımız.. sizleri; onur ve haysiyetimizin kaynağı olarak kalacak vatan selamıyla selamlıyorum.. öyle ki başı dik ve bağımsız olarak kalması için babalarımızın ve atalarımızın uğruna fedakarlıklarda bulundukları bu vatana vefayla bağlı kalacağız.. Her türlü sızıntılara ve meydan okumalara karşı koymada güçlü bir kale olarak kalması için verdiğiniz mücadeleyi selamlıyorum.. Öyle ki Suriye her zaman, yabancılara oynanan bahislere karşı güçlü ve hür kalacaktır..
Yaşananlar Bizleri Ciddi Bir Sınavla Karşı Karşıya Bıraktı
Suriye'de vatanı hedef alan ve yeni koşullar dayatan esef verici olayların başlamasından 10 ay sonra sizlere sesleniyorum.. bu koşullar ki hepimizi ulusalcılıkta ciddi bir sınavla karşı karşıya bırakıyor.. bu sınavı geçmek de ancak; yoğun bir çaba ve Allah’a inanca dayalı dürüst bir niyetle mümkün olabilir.. aynı zamanda; halkımızın asaletiyle birlikte asırların pekiştirdiği ve güçlü kıldığı pak doğasıyla ile mümkün olabilir..
Bu acı olaylar neticesinde Suriyeli her vatandaşın olduğu gibi benim de yüreğimi kanatan ağır bedeller ödesek de; yönelimleri yada tabilikleri ne olursa olsun Suriye'nin tüm evlatlarına mantık ve rüşt yolunu izlemelerini dayatmaktadır.. vatanın tümüyle zafere ulaşması için, derin ulusalcı duygularla yollarını aydınlatmalarını gerektiriyor.. birliğimiz ve kardeşliğimizi pekiştirmemiz dar ve ani çıkarlardan uzak kalmamız gerekmektedir.. asil ulusal davalarımıza bağlı kalmamız gerekmektedir.. kaderimiz bu olmasıyla birlikte, vatanımızın gücü ve tarihimizin azameti de burada yatmaktadır..
Demokrasi ve Özgürlük Tüccarlarının Rolü Artık Örtbas Edilemez
Dış komplo artık kimseden gizli değildir.. çünkü karanlık odalarda yapılan planlar, artık halkın gözü önünde net bir şekilde ifşa olmuştur.. artık gerçekleri görmek yada duymak istemeyenlerin haricinde kimsenin aldanması veya gerçeklerin çarpıtılması mümkün değildir.. demokrasi ve özgürlük tüccarlarının kurban gidenlere döktükleri gözyaşları, artık bu tüccarların ticaretini yapmak için akıtılan kanlarda oynadıkları rolü saklaması yada örtbas etmesi mümkün değildir..
Krizin başlarında olanların gerçeğini izah etmek kolay değildi.. öyle ki, o zamanlarda olanlara karşı tepkiler ve mantığın gıyabı gerçeklerin ve fertler arasında diyalogun üstünü kapatıyordu.. şimdi ise sis ortadan kalkmasıyla, Suriye'nin istikrarını sarsmaya çalışan bölgesel ve uluslararası taraflarca gerçekleri çarpıtmak artık mümkün değildir..
Şu an bu tarafların yüzlerindeki tüm maskeler düştü.. bunların, Suriyelileri hayal ve ardından uçuruma sürüklemek için yaratmaya çalıştıkları sanal ortamı çözme gücümüz arttı. Bu sanal ortamla, Suriyelilerde daha sonra gerçek bir yenilgiye yol alacak psikolojik ve manevi bir çöküntünün olması hedefleniyordu.. benzeri görülmeyen bu medya savaşıyla Suriyelileri korku durumuna sokmak isteniyordu.. onların planlarına göre bu korku durumu da iradenin felcine, iradenin felci de hezimete yol açacaktı..
Suriye'ye karşı medya savaşında dünyada 60’tan fazla uydu kanalı seferber olmuş durumda.. bunların bir kısmı Suriye'nin iç cephesine karşı savaş yürütürken, diğer bir kısmı da Suriye'nin dış portresini kirletmeye çalışıyor..
Bu bağlamda sözü geçen televizyon kanallarına ilaveten onlarca yada belki yüzlerce web sitesi ve muhtelif medya aracı da bulunuyor..
Hedef, bizleri kendiliğimizden çökme durumuna sokmaktı.. böylece kendilerini bir çok çatışmadan uzak tutacaklardı.. bu konuda başarısız oldular, ama umutlarını yitirmediler...
http://www.sana.sy/tur/236/2012/01/10/393412.htm