YDH-Gazeteci İsa Eren, Türkiye’ye mülteci olarak gelen
Suriyeli silahlı milisleri ve onların örgütlenme ve lojistik sağlama şartlarını
Yakın Doğu Haber için araştırdı.
Suriye'de Silahlı Mücadele
Suriye sınırında yaptığımız araştırma gezimizin ikinci aşamasında, Suriyeli
muhaliflerin askeri kanadını oluşturan Özgür Suriye Ordusu ve selefi-cihadi
grupları mercek altına aldık. Hatay'da bir araya geldiğimiz Suriyeli muhalif ve
milislerle, Özgür Suriye Ordusu'nu ve selefi-cihadi grupların Suriye'deki
eylemlerini konuştuk.
Apaydın Askeri Çadır Kenti
Suriye Ordusu'ndan ayrılarak Türkiye'ye sığınan subay ve askerler, bir süre
geçici kamplarda yaşadıktan sonra Suriye sınırına 3 kilometre mesafedeki Apaydın
köyüne kurulan kampa yerleştirilmişler. Apaydın kampında 575 barınma çadırı, 17
genel maksatlı çadır, 22 WC/banyo konteynırı, 400 battaniye, 170 yatak
bulunuyor. Genel maksatlı çadırlar, diğer kamplarda olduğu gibi televizyon,
mescit, toplantı vb amaçlar için kullanılıyor. Apaydın kampında diğer kampların
aksine güvenlik tedbirleri daha üst düzeyde tutuluyor. Mesela yemek, diğer
kampların aksine Apaydın kampına dışarıdan getirilmiyor; bu kamptaki yemekler
kamp içerisinde pişiriliyor. Diğer kamplarda ise mültecilerin yemek ihtiyacı,
anlaşmalı yemek fabrikaları aracılığıyla karşılanıyor.
Kamplarda kalan mültecilerin tepkileri sadece Ulusal Konsey’le sınırlı değil,
görüştüğümüz mülteciler, Suriyeli asker ve subayların, ülkelerinde kalarak rejim
güçlerine karşı savaşmak yerine kampta günlerini gün ettiklerini öne sürüyorlar.
Bu tepki zaman zaman dışa da yansıyor. Örneğin Boynuyoğun kampındaki Suriyeli
sivil mülteciler, kendi kamplarından çıkarak Apaydın’daki Özgür Suriye Ordusu
liderlerinin kaldığı kampa doğru protesto yürüyüşü düzenlediler.
Mülteci kamplarında ve kamp dışında görüştüğümüz Suriyeliler, Özgür Suriye
Ordusu'nun bir tabela örgütü olduğunda ittifak halindeler. Özgür Suriye Ordusu
Komutanı Riyad Es'ad, ordudan ayrılan askerlerin sayısının 70 bini bulduğunu
iddia ederken, ordudan ayrılarak Özgür Suriye Ordusu'na katılan askerlerin
sayısının gerçeği yansıtmadığını söylüyorlar. Onlara göre “çünkü Suriye
Ordusu'nda çok sayıda sünni asker olmasına rağmen hala, onlar ordudan ayrılmış
değil.” Sünni askerlerin ordudan ayrılması kadar ayrılmaması da zor bir karar.
Ordudan ayrılması halinde rejim güçlerinin ordudan ayrılmaması halinde ise
silahlı grupların saldırısına maruz kalabiliyorlar. Örneğin bize açıklamada
bulunan bir kaynağın bildirdiğine göre Suriye Ordusu içerisindeki bir sünni
asker, bulunduğu birlikteki bir grup askerin ordudan ayrılma kararına uymadığı
için kurşunlanarak öldürüldü.
Muhaliflere göre, 600 bin kişiden oluşan Suriye ordusunda subayların
çoğunluğu alevilerden, erlerin çoğunluğu ise sünnilerden oluşuyor. Bununla
birlikte ordudaki, üst düzey komutanlar arasında daha sonra muhaliflere katılan
Tuğgeneral Mustafa eş-Şeyh ve Albay Riyad Es'ad gibi Sünniler de bulunuyor.
Antakya'da, Suriye'deki ayaklanmanın askeri seyrine ilişkin olarak bilgisine
başvurduğumuz “selefi-cihadi gruba” mensup “F.” adlı bir Suriyeli, Suriye
Ordusu'nda subay ve askerlere dini baskının olduğunu söyledi. Ona göre Suriye
ordusundaki subaylar içki içmeye teşvik ediliyor ve namaz kılmaları
engelleniyor. Böylesi bir ordudan ayrılan üst düzey subaylara aslında pek de
güvenmediklerini belirten “F.” bununla birlikte ordudan ayrılan askerlerden
bazılarının sakal bırakmalarının ve operasyon öncesi tekbir getirmelerinin,
kendileri açısından olumlu bir gelişme olduğunu ifade ediyor ve Hums'taki Halid
Bin Velid Tugayları Komutanı Abdurrazak Talas’ı, örnek olarak gösteriyor...
http://ydh.com.tr/HD10254_turkiye-deki-askeri-kamp-ve-suriyeli-silahli-gruplar.html