"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Thursday, April 19, 2012

Üçgenler metaforu ve Türkiye’nin Suriye politikası- YDH


Türkiye’nin, Suriye politikası “bağımsız” bir politika mıdır yoksa güdümlü bir politika mıdır?” tartışması tartışan tarafları daha başından propaganda söylemlerine ve öznel yargılara götürecek abes bir tartışmadır.

Türkiye’nin Suriye’ye karşı bir yıl çerisinde abartılı dostluktan abartılı düşmanlığa savrulan politikasına yönelik eleştiriler giderek artarken bu değişimin sebebine ilişkin değerlendirmeler nesnellikten uzak gözüküyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin Suriye politikasını eleştirenler, Türkiye’yi sınırlarını açtığı ve ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığı komşusu Suriye ile bir yıl içerisinde düşman haline getirmesini Amerika’nın yönlendirmesine bağlıyorlar.
Hükümetin Suriye politikasını destekleyenler ise bir yıl önceki dostluğu Ankara’nın “komşularla sıfır sorun” vizyonuyla; şimdiki düşmanlığı ise Şam’ın “diktatörlüğü” ve “reform yapmamaktaki ısrarı” ile gerekçelendiriyor ve Ankara’nın her iki tutumunda da haklı olduğunu savunuyorlar.
Hükümetin Suriye politikasını destekleyenler, tezlerini Ankara’nın kamu diplomasisi söylemi üzerine kuruyorlar ve Suriye ile kötüleşen ilişkileri şu argümanlara dayandırıyorlar.
1- Şam yönetimi, diktatör bir yönetimdir.
2- Şam yönetimi halkının taleplerini şiddet kullanarak bastırma yolunu seçmiştir.
3- Şam, Ankara’nın Suriye halkının talepleri doğrultusundaki reform telkinlerine kulak asmamıştır.
4- Şam yönetimi bu tutumuyla Ankara’yı, rejimi ya da halkı tercih etmek zorunda bırakmıştır.
5- Ankara’nın Suriye rejimini değil, halkını tercih etmesi, herhangi bir dış etkiden değil, Ankara’nın vicdani ve ahlaki sorumluğundan kaynaklanmaktadır.
Onlara göre Ankara, Şam’la ilişkilerini Washington ile Şam arasındaki ilişkilerinin en kötü olduğu 2000’li yılların ortalarından itibaren iyileştirmeye başlamıştır; dolayısıyla Suriye ile ilişkilerini Amerika’ya rağmen geliştiren Türkiye, dün Suriye’nin yanında dururken nasıl Amerika’dan bağımsız hareket etmişse bugün karşısında yer alırken de yine ABD’den bağımsız hareket etmekte sadece ve sadece vicdani sorumluluğunun gereğini yerine getirmektedir.
Hükümetin Suriye politikalarını eleştirenlere göre ise Türkiye, dün Suriye ile ilişkilerini geliştirirken de bugün Suriye’ye karşı düşmanca bir pozisyon alırken de aslında kendisine dışarıdan verilen rolü oynamıştır.

Onlar ise tezlerini şu argümanlara dayandırıyorlar:

1- 2003’te işgal ettiği Irak’la meşgul olan Amerika, Suriye’nin hem Irak hem de Filistin sorunu konularındaki olumsuz rolünü dengeleme görevini Türkiye’ye vermiştir. Dolayısıyla Türkiye, üstlendiği bu rolle Suriye ile ilişkilerini geliştirerek, bir yandan Suriye’yi İran’dan uzaklaştırmaya, bir yandan da Suriye İsrail dolaylı görüşmelerinde arabuluculuk yaparak Şam’ı “Ortadoğu Barış sürecine” kazandırmaya çalışmış, yani aslında Amerikan çıkarlarına hizmet etmiştir.

2- Suriye İsrail dolaylı görüşmelerinin kesilmesi, ABD’nin Irak’tan tek bir askeri üs dahi elde edemeden çekilmesi ve Şam’ın Tahran ve Direniş ekseninden uzaklaştırılamaması, ABD’nin Türkiye’ye bu kez sopa rolü vermesine sebep olmuştur. Dolayısıyla Türkiye “Arap Baharı” rüzgarıyla Suriye’de rejim değişikliği için bir manivela olarak kullanılmaya başlanmıştır.

3- Irak’tan büyük zararla çıkan ABD, halen Afganistan batağında bulunmaktadır. Bu yüzden de Washington Libya’da olduğu gibi Suriye’de de olaylara doğrudan müdahil olmaktan çekinmekte operasyonel rolleri bölgesel müttefikleri arasında paylaştırmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin Suriye’de rejim değişikliği gerçekleştirmek konusunda ABD’den daha aktif gözükmesi Ankara’nın bağımsız politikasından değil, Washington’dan aldığı “taşeronluk” rolünden kaynaklanmaktadır...

http://www.ydh.com.tr/YD329_ucgenler-metaforu-ve-turkiyenin-suriye-politikasi.html