Suriye meselesinde baştan beri yanlış kurulan bir denklem var.
İhtilaf, Esad rejimini destekleyenlerle “devrimciler” arasındaymış gibi sunuluyor.
Oysa öyle değil; bölgenin dinamiklerini, ümmetin orta ve uzun vadeli çıkarlarını, tüm taraflar açısından değerlendirip, bir direniş perspektifinden yorumlayanlarla, aslında Hükümet’in Orwelyen “newspeak” inin tefsirciliğine soyunanlar arasında bir ihtilaf bu…
“Devrimcileri” desteklediğini iddia edenlerin tezi , “İnsanlar zalim bir yönetim tarafından öldürülürken nasıl sessiz kalınır, Esad rejimine karşı tavır alınmaz” gibi bir argümana dayandırılan ve “ilkeler” adına savunulduğu iddia eden bir yaklaşım.
Bu yaklaşımın sahipleri kendilerini “ilkeli”liğin temsilcileri olarak yutturma gayretindeler. Dolayısıyla kendilerinin karşısında kalanlar da “Baasçı, mezhepçi, İran sevgisi gözünü kör etmiş” gafiller konumuna düşmüş oluyor.
Bu yüzden bu güruhun argümanlarının samimiyetsizliğini tartışmaktan önce, yapılmaya çalışılan şark kurnazlığını göstermek gerekiyor.
Öncelikle “ilkeler” adına “halkı” savunduğunu söyleyen camianın “ilkelilik”lerinin en son ne zaman akıllarına geldiğini sormak lazım.